Çiftçi pazarında küçük bir sebze ve meyve standı işletiyor ve ücretsiz numune dağıtan sağlıklı yiyecek kooperatifinde yarı zamanlı olarak çalışıyor. | Open Subtitles | انها تدير كشكا صغيرا للخضروات و العصائر في سوق المزارعين و تعمل بشكل جزئي في منح عينات مجانية في شركة الأغذية الصحية |
Belki de kalorisiz meyve suyu karışımları için kendinizi açlıktan öldürebilirsiniz. | Open Subtitles | ربا تقوم بتجويع نفسك باستخدام بعض العصائر المخترعه الخاليه من السعرات |
Tamam, hallederim. Ne'li meyve suyu istiyorsun? | Open Subtitles | . حسنا, سأعتني بذلك أي نوع من العصائر تريدينه؟ |
Ve para biriktiriyorum çünkü bütün gün smoothie yiyorum. | Open Subtitles | كما أني أوفر المال لأن بإمكاني تناول العصائر المثلجة طوال اليوم |
Sheldon, Bill Nye ile smoothie içerken çektiği fotoğrafı attı. | Open Subtitles | شيلدون أرسل لي صورة له هو و بيل ناي يشربان العصائر. |
Tatlım, organik meyve sularını okuldan başka en iyi nerede satabiliriz? | Open Subtitles | عزيزتي، أي مكانٍ أفضل لبيع العصائر العضوية من المدرسة؟ |
Düşünebildiğin tüm meyve ve sebzeleri bir araya getirmiş ve onları karıştırmış. | Open Subtitles | العصائر و الأعشاب التي يمكنك أن تتخيلها , إنه يجعلك تنطلق |
Kafeinsiz ve yeşil yapraklı meyve suyundan. | Open Subtitles | وقهوة منزوعة الكافيين و كأساً من إحدى العصائر الخضراء المورقة التي أفضلها |
Biz pasaklı insanlar çöplerimizi yol kenarına atıyoruz, heryer tavuk, kemikleri etsuları, meyve suları artıklarıyla dolu. | Open Subtitles | بينما نكون بشرا ً قذرين نرمي القُمامة عند الطرق الجانبية ونترك العصائر وعُصارة اللحم وعِظام الدجاج في كل مكان. |
Hayal panolarıydı, yogaydı, meyve sularıydı derken dengemi bulmuş gibi hissetmeye başladım kendimi. | Open Subtitles | بين الجلوس للتأمل واليوجا العقليه وعشاء العصائر اصبحت أشعر انني اكثر تركيزا |
Gazeteniz ve meyve suyunuz burada. Kuru temizlemeden giysilerinizi de getirim. | Open Subtitles | ها هى الصحيفه و بعض العصائر و ايضا استلمت ملابسك من التنظيف |
Tamam o zaman. Burger, meyve suyu ya da taco kulübesi açarız. | Open Subtitles | حسناً , يمكننا بناء كوخ البرغر أو كوخ التاكو , أو كوخ العصائر. |
meyve suyu mekanında bana üzgün köpek dediler... | Open Subtitles | نادوني بالكلبة الحـزينة في متجر العصائر. |
Vay, Skwerkel'ın kazancı meyve suyu kamyonunkinden çok olmalı. | Open Subtitles | واو، سكويركل تساوي الكثير من شاحنات العصائر. |
Evet. Belki meyve suyu barında daha az, makinelerle daha çok. | Open Subtitles | أجل ، حسنا ربّما تقلّل من تناول العصائر وتقوم بالإكثار من التمارين على الآلات |
Ali ve ben her gün aynı smoothie'leri alırız. | Open Subtitles | علي وأحصل على نفس العصائر كل يوم واحد. |
Bill Nye smoothie içtikleri yerde bırakıp gitmiş. | Open Subtitles | بيل ناي تركه في مكان العصائر |
Bu kızılcık sularını kendin mi alıyorsun yoksa FBI senin için alıyor mu? | Open Subtitles | لنذهب. أيتحتَّم دفع ثمن هذه العصائر أم أن المباحث الفيدرالية تتكفَّل بها؟ |
Bu kızılcık sularını kendin mi alıyorsun yoksa FBI senin için alıyor mu? | Open Subtitles | أيتحتَّم دفع ثمن هذه العصائر أم أن المباحث الفيدرالية تتكفَّل بها؟ |