Eskiden parfüm ve kokulu otlarla mumyalarlardı. | Open Subtitles | هم كانوا يحنطون بالعطر والنباتات العطرية. |
Hoş kokulu bitkilerle dolu bir tarla. Dinlenirken bizi rahatça gizler. | Open Subtitles | حقل شاسع من النباتات العطرية والتى ستحمينا حتى نستريح |
Şampuan ve kokulu şeyler ve potpuri ve tüm bu çiçekler arasında, erkeksi özümü kaybediyorum! | Open Subtitles | الشامبو والأنسجة الكريهة الرائحة والأوراق العطرية وكل هذه الزهورِ ، أعني |
Ama sanırım o aromatik kokular bile ayakları iki kalıp kaşar peyniri gibi kokan bir adamın üstünde kaybolup gidiyor. | Open Subtitles | لكن انا اتوقع انه دقة الرائحة العطرية المفقودة عند رجل لديه هرمين من الجبن يسميهما قدم |
ST-90 vites kutusu yağı, bir polimer türüyle kullanılmış kurşunlu, asitli H2O tortusu, pek çok polisiklik aromatik hidrokarbon buldum. | Open Subtitles | زيت "إس تي 90" مُحوّل ولقد صنع بـ"بولي أولفين" الذي يحتوي على بقايا الرصاص الحمضي والكثير من الهيدروكربونات العطرية المتعددة الحلقات |
Ve aromatik tozlar konusunda Cimri davranma. | Open Subtitles | ولا تبخلِ بالبيرة العطرية. |
Hayır, saat dört gibi buluşuyoruz. O kokulu mumlardan istiyorsun değil mi? Kesinlikle. | Open Subtitles | نعم الساعة 4, انت تريدين الشموع العطرية, اليس كذلك؟ |
Sana sabun ve hoş kokulu yağlar getirirdim. | Open Subtitles | وكنت سأحضر لك الصابون، والزيوت . العطرية... |
Hoş kokulu yağlar... duyularınızı hoş tutmak için. | Open Subtitles | الزيوت العطرية لإنعاش حواسكم |