Bilirsiniz, hapşırık ve eğlence, böyle şeyler. | Open Subtitles | العطس والمضادات الحيوية أشياء من هذا القبيل |
Bu şimdiye kadar duyduğum en üzücü hapşırık hikayesi. | Open Subtitles | هذا أحزن العطس القصة لقد سمعت من أي وقت مضى. كيف حال والدك كان من خلال كل هذا ؟ |
Basınç, güçlü bir nefes hatta şiddetli bir aksırık onu yerinden çıkarabilir. | Open Subtitles | الضغط, النفخ القوى حتى العطس الحاد من الممكن أن يدمرها |
Adına "aksırık, Tıksırık, Ağrı Kesici" "Eşinden boşanma cesareti verme" ilacı koymuştum. | Open Subtitles | كنت أسميه "اللهث ، العطس ، الألم ،الاقتحام" الدواءالذييعطيكالشجاعةلترك زوجك . |
Kedi yavrularının muhtemel yan etkileri arasında hapşırma, küçük sıyrıklar, ve ereksiyon bozukluğu var. | Open Subtitles | الأعراض الجانبية المحتملة للقطط ،تشمل العطس خدوش صغيرة، وخلل وظيفي في الانتصاب |
Onlar senin neden olduğun hapşırma yüzünden oldu. | Open Subtitles | المخاط كان بسبب العطس الذى سببته أنت |
- Hapşırmak zorundayım. | Open Subtitles | -أشعر بحاجة إلى العطس . -ماذا؟ |
Sonra da bir restoranın salata bölümünde "hapşırık güvenlikçisi" olmuştum. | Open Subtitles | وعملت كحارس العطس لعتبة مطبخ المطعم |
Ben hapşırık önleyici camım. | Open Subtitles | -أنا حارس العطس |
Bu sikik bir hapşırık." | Open Subtitles | كانت مجرد العطس." |
Tıpkı aksırık gibi. | Open Subtitles | إنه مثل العطس |
Tıpkı aksırık gibi. | Open Subtitles | إنه مثل العطس |
Vücudu kullanarak - öksürme olabilir, hapşırma olabilir, hayvanlar olabilir, -- (hapşırma) İşte bu. alkış, bunun gibi şeyler. | TED | باستخدام الجسم -- يمكن أن يكون العطس ، يمكن أن يكون السعال ، يمكن أن تكون حيوانات -- (سعال) بالضبط -- تصفيق ، أيا كان. |
Arkadaşlar bu hapşırma numarasına bayılıyorlar. | Open Subtitles | . الأصدقاء يحبون خدعة العطس |
Hapşırmak zorundayım. | Open Subtitles | أشعر بحاجة إلى العطس. |