Büyük liderler rakamları kurtarmak için çalışanlarını hiçbir zaman feda etmezler. | TED | لم يكن القادة العظماء ليضحوا أبدا بموظفيهم من أجل إنقاذ أرباحهم. |
İnsanlığın geleceği sadece politikacıların, Büyük liderlerin veya Büyük şirketlerin ellerinde değildir | TED | إن مستقبل الجنس البشريّ ليس محصوراً بأيدي السياسيين والقادة العظماء والشركات الكبرى، |
Öte yandan, Erich Von Stroheim gibi bazı Büyük yönetmenler tam tersiydi. | TED | من ناحيةٍ أخرى، كان بعض المخرجين العظماء كإريك فون ستروهايم، عكس ذلك. |
Tanıdığım iki insanın en harika yönleri insan davranışlarının uzmanları olmalarıydı. | Open Subtitles | كل العظماء الذين عرفتهم منالرجال.. كانوا تلامذة للحركات البشرية |
Bana olan güveninizi boşa çıkarmayacağım. yüce bir amacım var, saygıdeğer atalarım. | Open Subtitles | اقدر كل من وثق بي، قضيتي مهمة إيها الأسلاف العظماء |
Maxie pek çok dövüşçüyü eğitti ve çok ünlü biri oldu. | Open Subtitles | قام ماكسى بتدريب الكثير من المقاتلين العظماء وأصبح ذا شهرة واسعة |
Ama işinde iyi olanlar acil olan için önemli olanı feda etmezler. | Open Subtitles | أجل، إنه كذلك، لكن العظماء لا يضحون أبداً بالهام من أجل الطارئ |
Ormanda Büyük işler olduğunda tek bir isim akla gelir dostumuz, ayı... | Open Subtitles | وعندما يموت العظماء سيبقون خالدون في الأدغال وسيكون هناك من يذكر الأخرين |
Büyük adamlar medyayı her zaman dünyayı kurtarmak için kullandılar. | Open Subtitles | لطالما سيطر العظماء على أجهزة الاعلام من أجل إنقاذ العالم |
Ama tarihteki bütün Büyük şahsiyetler gibi, o da sadece düzgün içerikle anlaşılabilir. | Open Subtitles | لكن، مثل كل العظماء في التاريخ يمكن أن يفهم فقط في السياق الصحيح |
Tüm Büyük adamların, zayıf yönleri vardır. Devam edin ve serayı araştırın. | Open Subtitles | جميع الرجال العظماء لديهم نقاط ضعفهم حسناً ، تفضّل بإجراء الفحص للدفيئة |
Pek çok Büyük yazar, ölene kadar fark edilmemişti bile. | Open Subtitles | الكثير من الكتاب العظماء لم تتم ملاحظتهم إلا بعد موتهم |
Büyük adam dediğin birkaç yüz dolar motorunu yere çakmaz. | Open Subtitles | الرجال العظماء لا يجازفون من أجل بضعة مئات من الدولارات |
Büyük cadı meclisine göre dünyada bilinen üç tür cadı vardır. | Open Subtitles | وفقًا للسحرة العظماء هناك ثلاثة أنواع معروفة من الساحرات في العالم |
Uzun bir süre boyunca Jean-Claude dünyanın en Büyük maceracılarından biriymiş. | Open Subtitles | لمدة طويلة كان جون كلود من المغامرين العظماء الذين عرفهم العالم |
Bana karşı savaş başlatan Büyük Cadılar Meclisi'nin yüksek rütbeli üyelerinden. | Open Subtitles | عضوة عالية المستوى من السحرة العظماء إنها مسؤولة عن الإتهامات ضدي |
Kuşkusuz Washington 'un harika politikacılarından biri olacak. | Open Subtitles | ليس لدينا شكّ بإنّه سيكون واحد من السياسيين العظماء في واشنطن |
Kuşkusuz Washington 'un harika politikacılarından biri olacak. | Open Subtitles | ليس لدينا شكّ بإنّه سيكون واحد من السياسيين العظماء في واشنطن |
Birçok yüce ve bilge hava göçebesi kendilerini dünyadan soyutlamışlar ve ruhsal bir aydınlığa kavuşmuşlardır. | Open Subtitles | لتكون روحي حرة العديد من مسخري الهواء العظماء و الحكماء فصلوا أرواحهم و حققوا النور الروحاني |
Maxie pek çok dövüşçüyü eğitti ve çok ünlü biri oldu. | Open Subtitles | قام ماكسى بتدريب الكثير من المقاتلين العظماء وأصبح ذا شهرة واسعة |
Bu soru, birçok önemli yazar ve düşünce adamı tarafından ele alındı: Ya eğer toplumun, değişim için krizlere ihtiyacı varsa? | TED | انه سؤال تناوله العديد من المفكرين العظماء والكتّاب، ماذا لو بالفعل المجتمع بحاجه الى ازمه ليتغير؟ |
Kabul etmeliyim, bütün Muhteşem sanatçılar bir gün yeteneklerinin azalmasıyla yüz yüze gelecekler. | Open Subtitles | يجب أن أعترف كل الفنانون العظماء يجب أن يواجهوا الحقيقة بأن مواهبهم سوف تذبل في يوم ما |
Ayrıca ustalardan ve usta sayılabileceklerden bol bol övgü aldım. | Open Subtitles | بالاضافة إلى الثناء الذى أتلقاه من العظماء وشِبه العُظماء. |
En Büyük ustalar ya savaşta yok oldu ya da delirerek ziyan oldular. | Open Subtitles | السادة العظماء إما قتلوا في المعركة أو إستهلكهم الجنون |