Onlar ise büyük sevinç anını yaşamak için herkesin gerekli... | Open Subtitles | تأمل كم أجلب لك البهجة العظيمة التي تكون لجميع الناس |
Yani büyük kilise hayali daha çok uzaktaydı. | TED | لذلك الكنيسة العظيمة التي أردتها كانت صعبة المنال. |
En büyük riski de bu zaten. | TED | و لذلك هذا هو أحد التحديات العظيمة التي ستحدث. |
Yapacağın büyük işler aklıma geldikçe yüzümde bir tebessüm belirir. | Open Subtitles | أحياناً أبتسم و أضحك.. عندما أفكر بكل الأشياء العظيمة التي ستفعلها |
Baba, ben o öyküde hiç yaşamadığın büyük maceranın başlangıcında sadece bir dipnotum. | Open Subtitles | أنا هامشي في تلك القصة ، أبي في سياق مغامرتك العظيمة التي لم تحدث ، ولو على سبيل المصادفة |
Baba, ben o öyküde hiç yaşamadığın büyük maceranın başlangıcında sadece bir dipnotum. | Open Subtitles | أنا هامشي في تلك القصة ، أبي في سياق مغامرتك العظيمة التي لم تحدث ، ولو على سبيل المصادفة |
Bir şöminenin üzerinde görülen büyük portreler gibisin. | Open Subtitles | أنت مثل أحد تلك الصور العظيمة التي رأيتها عند الموقد |
Bence ilişkiler gerçekleşmeyen büyük anlarla tarif edilebilir. | Open Subtitles | أعتقد أنه يمكن تحديد العلاقات باللحظات العظيمة التي لا تأتي |
Okyanusa batan büyük şehir. | Open Subtitles | أي المدينة العظيمة التي غرقت في المحيطِ. |
Evet. Ve, ah, tarihte geçmiş konuları ele alan büyük eserler... yazardın... | Open Subtitles | ويمكنك كتابة العديد من الأعمال الأدبية العظيمة التي تؤرّخ |
Bu bizim, bu kasabada yaşadığımız en büyük günlerden biriydi. | Open Subtitles | هذه واحدة من الايام العظيمة التي كانت لدينا في هذه المدينة |
Efsane anlatan kişiler, dünyayı sarsan dehşet verici büyük savaşlardan bahsederken tamamen dünyadan kopuk değillerdi. | Open Subtitles | عندما تحكي الأساطير القديمة قصص الحروب العظيمة التي اهتزت لها الأرض |
Aynı zamanda hikâyelerini kağıda dökmeden önce, önceki nesillerin hafızalarında çok daha önce meydana gelen büyük sismik olaylar vardı. | Open Subtitles | فإنهم لا يتحدثون من فراغ فهناك مجموعة من الأحداث العظيمة التي حفرت في ذاكرة اليونانيين القدامى |
Sonunda şu devam etmekte olan büyük deneye tanıklık etmek için davet edilmemize hayret ediyorum. | Open Subtitles | اني مدهوش اننا دُعينا في النهاية لنشهد هذة التجربة العظيمة التي تجري. |
Son yıllardaki büyük isimlere bakarsak, çok azı şöyle düşünüp emekli olmuş.: | Open Subtitles | أن تنظر إلى الأسماء العظيمة التي مرت في الماضي القريب القليل منهم من تقاعد و قال |
büyük duvarlar ve jilet gibi keskin kayalar arasında hareket etmek imkânsız gibi görünüyor. | Open Subtitles | أسوار الصخور العظيمة التي تقف حائلاً بينهم والتي يتخللها نِصالٌ حجرية حادةٌ مدببة، تبدو مستحيلة |
Gerçekten bilseydim Bay "büyük" ile evlenip Alabama'daki en güzel apartmanlardan birinde otururdum. | Open Subtitles | جدياً , لو كنت اعلم لكنت قد تزوجت السيد كبير واعيش في شقة رائعه في الولاية العظيمة التي هي ليست الاباما |
O zaman aklınız başınıza gelmiş olur ve önünüzdeki büyük fırsatı fark edersiniz. | Open Subtitles | وتكون أدركت الفرصة العظيمة التي بغنتظارك. |
Bizi yılda bir gece sıkıntıdan öldüren ve bununla birlikte kendini övmenin bir gösterisi olan büyük Amerikan kuruluşu: | Open Subtitles | تلك المؤسسة الأمريكية العظيمة التي تشعرنا بالملل حتى الموت ليلة واحدة من السنة من خلال عرض غنائي غريب من تهنئة الذات : |
Gelen konuk için hazırlanmalı bu akşamki büyük işi bana bırakmalısın. | Open Subtitles | الوفد الذي اتى يجب ان نستعد له وعليك ان تترك في يدي تنظيم الأمور العظيمة التي ستجري هذه الليلة |