Silahlı soygun için mecburi en az ceza beş yıldır. | TED | والحد لادنى من العقوبة الالزامية للسرقة المسلحة هو 5 سنوات |
Küçük çaplı suçlarda bile ceza olarak hunharca suçlunun elini kesiyorlar. | Open Subtitles | حتى جرائم القاصرين تستخق العقوبة عن طريق يد المذنب بطريقة وحشية |
Yaptığım bir günahtı, her ne ise ceza Tanrının ve Caesar'ın öngördüğü.. | Open Subtitles | ما فعلته خطيئة وأنا أتقبّل تماماً مهما كانت العقوبة من الربّ والحكومة |
Ve o cezayı çektiğini göreceğim. Hem de her ayını. | Open Subtitles | وسأراك وانت تخدم لقاء هذا حتى آخر شهر من العقوبة |
cezası da, herhangi bir anda ve yerde beş tokat yiyecek olmasıydı. | Open Subtitles | و العقوبة كانت خمسة صفعات، في أي مكان و في أي وقت |
Zamanla erişeceğim ulu amacım cezanın suça uygun olmasıdır. | Open Subtitles | هدفي ضخم جدا و سأحققه مع الوقت بأن أجعل العقوبة تناسب الجريمة |
Bunun cezasını ödüyor ama asalet bu dünyada ödenmesi gereken en son şeydir. | Open Subtitles | لذا يدفع العقوبة الذي النبلاء يجب أن يدفعوا في هذا العالم: |
Sosyal ağlarda ise, sosyal ödül ve cezalar gerçekten ödül ve ceza gibi çalışıyorlar. | TED | بالنسبة للشبكات الاجتماعية الجائزة الاجتماعية هي الجائزة، والعقوبة الاجتماعية هي العقوبة. |
Ama daha az risk ya da ceza ile sahtelerini internette satarak 2.000 oranında bir yüzdeliğiniz olur. | TED | وبإمكانك ان تربح 2000 بالمئة من بيع المزورات على الانترنت بنفس القدر من المخاطرة أو العقوبة. |
ceza gerçekleşecek. Generale sordum bile. | Open Subtitles | أنا آسف يا ابي لكن العقوبة ستنفذ هذا كلام الجنرال |
Marianna'ya verilen sekiz yıl toplumun ahlak ve öfkesini... yatıştırmak için verilen, ayrıca aldatmaya karşı verilen bir ceza. | Open Subtitles | ثماني سنوات لـماريانينا إهانة أخلاقية تخفف العقوبة لمواطنة أغرامونتي التي تم اغوائها و ابتذالها |
Gözlerin dalmış gitmiş, ve senin düşüncelerin ceza yoluna çekiliyor. | Open Subtitles | معتقداتك ستمشي إلى مكان حيث العقوبة تنتظر |
ceza sistemi suçlara engel olamıyor. | Open Subtitles | لقد أخبرتك يا آرثر أن فكرة تناسب العقوبة مع الجريمة فكرة غير عملية. |
Devlet resmi olarak kanunen uygun olan en ağır cezayı isteyeceğini bildirdi. | Open Subtitles | نصحتي الدولة رسميًا بأنهم سوف يطلبون العقوبة العليا المسموح بها بموجب القانون، |
Ve silahlı soygundan dolayı mecburi en az cezayı talep etti. | TED | وطالب بالحد الادنى من العقوبة الالزامية للسرقة المسلحة |
Memur, cezayı belirleyene kadar onu cezaevine götürün. | Open Subtitles | أيها المأمور , أحتجزه حتّى أتمكن من تحديد العقوبة |
Yanlış bir polis raporu doldurmanın cezası nedir biliyor musun? | Open Subtitles | هل لديك أدنى فكرة عن العقوبة للتبليغ عن بلاغ كاذب؟ |
Ölümcül bir patojenle saldırarak silahlı soygun yapmanın cezası ne biliyor musun? | Open Subtitles | وهل لديك فكرة عن العقوبة جراء السطو المسلح والأعتداء البايولوجي على ممرض؟ |
Sağlık şefi olarak, cezanın infazını sen yapacaksın. | Open Subtitles | بصفتك رئيساً للطاقم الطبي أنت ستنفذ العقوبة |
Sayın Hakim, hüküm vermeden önce, göz önüne alacağınızı umduğum dava notlarımı da beraberimde getirdim. | Open Subtitles | يا حضرة القاضية, لقد أحضرت معي ملاحظاتي على القضية وأتمنى أن تنظري لها قبل تحديد العقوبة |
Seni tutuklayıp, en ağır cezaya verdirtmeye çalışacağım | Open Subtitles | سوف نعتقلك وستواجه الحد الأقصى من العقوبة. سأحرص من ذلك. |
İşte oldu. suç işlersen, cezanı çekersin. | Open Subtitles | ها قد انتهيت إذا ارتكبت جريمة فتنفذ العقوبة |
Onun için bir şartlı tahliye çizelgesi hazırlayın. Sonra görüşürüz. | Open Subtitles | أعمل على حسب الجدول بإدانة مع وقف العقوبة, سأراك لاحقاً |
Ama akıllı telefonunuz varsa ödül ve cezalar sembolik olacaktır. | TED | لكن إذا كان لديك هاتف ذكي، ستكون العقوبة أو الجائزة غير تلك الأمور. |
Kabalıktan mı hapis yatıyorsun yoksa talimatlara uyamadığın için mi? | Open Subtitles | أتقضي العقوبة لأنكَ وقح أم لأنكَ لا تستطيع تتبع التعليمات؟ |
Cezan, burada da belirtildiği gibi, hemen başlamak üzere, Aspen Cezaevi'nde yaşam boyu hapse dönüştürülmüştür. | Open Subtitles | العقوبة ستكون سجن مؤبد فى سجن أسبن للعقوبات وسينفذ فورآ كما هو مكتوب |
Bu sözlerin zararsız olduğunu düşünen... ya da bu adamınkiler gibi sözler söyleyebileceğini ya da uydurabileceğini... düşünen varsa, tanık olacağınız bu cezadan ders alsın. | Open Subtitles | اذا ظن أحد أن هذا الكلام غير ضار او ظن انه يمكنه اعادة كلمات هذا الرجل فليهدد بنفس العقوبة التى ستشهدونها |
2. bendi gereği, sanığın idam cezasına çarptırılmasına, ve sonsuza dek kamu haklarından yoksun kılınmasına karar vermiştir. | Open Subtitles | ولم يطبق المجلس الأعلى حقه في تخفيف العقوبة. |
Bak, Bunu hafif bir suç olarak gösterebilirim Hafif bir ceza alırsın, şartlı tahliye | Open Subtitles | النظرة، أنا يُمْكِنُ أَنْ اخفف العقوبة الى الغرامة التافهة، كاختبار. |