Bak, evvelden nasıl bir ilişkimiz olmuş olursa olsun artık bitti. | Open Subtitles | انظُر، مهما كانَت العلاقة التي كانَت بيننا في الماضي فقَد انتَهت. |
Bizim de annemle babam gibi bir ilişkimiz olabilir sanmıştım. | Open Subtitles | ظننت بوسعنا أن نحظى بنوع العلاقة التي بين أبي وأمي |
Dünyayla olması gereken ilişkimiz bu değil. | TED | هذه ليست العلاقة التي من المفروض أن تكون مع بقية العالم. |
Bunun yiyeceklerimiz ile heves ettiğimiz bir ilişki şekli olmadığının farkındayım. | TED | لأقد أدركت هذا بأنه ليس نوعا من العلاقة التي دائما ما نطمح أن تكون مع غذائنا. |
Babamla aramızda, hep böyle bir ilişki olsun istedim. | Open Subtitles | العلاقة التي طالما تمنيت أن تكون بيني و بين أبي |
- Will'le kahve içmeye gittiğimde Graham'la Lori arasındaki ilişkiyi sorarım. | Open Subtitles | سأسأل ويل عن نوع العلاقة التي كانت بين جراهام ولوري عندما أشرب معه القهوة |
Babamı öldürmeye çalıştığını bilirken nasıl bir ilişkimiz olabilir? | Open Subtitles | ما هو نوع العلاقة التي ستكون بيننا بينما تحاول قتل أبي ؟ |
Bak, ilişkimizin adını bilmiyorum ilişkimiz var mı yok mu, onu da bilmiyorum fakat su kesin, Rohan ile benim aramızdaki bir baba ve oğul ilişkisi... | Open Subtitles | انظر, انا لا اعرف ماهي العلاقة التي بيننا وهل لدينا علاقه ام لا لكن اعرف, ان بيني |
Şimdiki gibi bir ilişkimiz olabileceğini kim tahmin edebilirdi ki? | Open Subtitles | مَن كان يظن أنه سيكون لدينا هذه العلاقة التي لدينا الآن؟ |
Evet aynen, çünkü senle ilişkimiz bunun üzerine kurulu. | Open Subtitles | نعم، إنّي أمازحك، لأنّ ذلك هو نوع العلاقة التي بيننا. |
Charlie gitmeni ve bizi yalnız bırakmanı istiyor böylece olmayan ilişkimiz hakkında konuşabileceğiz. | Open Subtitles | تشارلي يريد منك ان تذهب وتتركنا وحدنا حتى نتمكن من الحديث بشأن العلاقة التي لم تكن لدينا، مرة أخرى |
Ve öyle bir ilişkimiz var ki kağıt üzerinde hiçbir anlam ifade etmiyor. | Open Subtitles | ونحن في هذه العلاقة التي لا تبدو منطقيّة على الورق. |
Biliyorsun, birbirimize güvenseydik böyle bir ilişkimiz olmazdı, şimdi gidip odamda yoğurdumu yiyeceğim | Open Subtitles | أتعرفِ ، إن كان لا يمكننا الحصول على تلك العلاقة التي نثق فيها ببعضنا البعض فإنني ، سأذهب لأكل الزبادي في غرفتي. |
Ne tür bir ilişki istediğine karar vermelisin. | Open Subtitles | أتعلم يجب أن تدرك مانوع العلاقة التي تريدها |
Benimki değil, sizin isimleriniz, genç, esmer, Washington muhabiri ...kılığına bürünmüş, ayartıcı bir kadınla olan anlamsız bir ilişki yüzünden, acı çekti. | Open Subtitles | إنها أسمائكم ليس إسمي التي عانت من العلاقة التي بلا معنى مع تلك الغاوية على هيئة صحفية صغيرة من واشنطن |
Onunla istediğin ilişki bu tür mü? | Open Subtitles | هل هذا هو نوع العلاقة التي تريدها أن تكون بيننا و بين أولادنا ؟ |
Şu anda sahip olabileceğimiz tek ilişki bu. | Open Subtitles | انها العلاقة التي يمكننا الحصول عليها الآن |
Bu ilişki hassas ortamlarını korumalarına yardım etmiştir. | Open Subtitles | العلاقة التي ساعدت في حماية بيئتهم الهشة |
Hey, George şu saçma ilişki genellikle nasıl yürür? | Open Subtitles | هيه جورج كيف العلاقة التي ليس لها معنى عادة تحدث؟ |
Bu, açıkça ifade edilemeyen iki gönül arasındaki ilişki. | Open Subtitles | العلاقة التي تكون بين قلبين لايمكن ان تقال علنا |
Bunu anlayabileceğim yol bu yığınlara arka arkaya ikili bilgi yığınlarına bakarak ve bu yığınların arasındaki bağlantılara bakmaktı. | TED | والطريقة التي يمكنني بها معرفة ذلك هو بالنظر إلى قطع كبيرة، قطع كبيرة متتالية من المعلومات الثنائية، والنظر إلى العلاقة التي تربط تلك القطع. |