Karşı olduğum şey Seks değil. Takıldığım nokta anlaşmalar. | Open Subtitles | ليس لأن لى شئ ضد العلاقة الجنسية و لكن لأن عقوده لا تناسبنى |
Kıskançlık olmayınca arzu da kaybolur ve arzusuz da Seks olmaz, bu kadar basit. | Open Subtitles | وإذا لم تكن غيرة فلا وجود للشهوة وبدون شهوة لا تكتمل العلاقة الجنسية |
Çok sıkıcı ve Seks diye bir şey yok, o yüzden duyduğuma göre, evet. | Open Subtitles | إنها مملة، و العلاقة الجنسية تقل لذا فعلى حد علمي، نعم |
Bir gün üniversiteden arkadaşım Cinsel ilişki sırasında ilk güç gösterisi deneyimini anlattı. | TED | صديقة أخرى من أيام الكلية، أخبرتني عن تجاربها الأولى لدور صاحب النفوذ في العلاقة الجنسية |
Cinsellik ise aşk, cinsiyet ve aile ile ilgilidir, Cinsel ilişki ile değil. | TED | والهوية الجنسية هي عبارة عن نوع الجنس وعن الأسرة وليس العلاقة الجنسية. |
Örneğin, bu iki erkek, cinsel ilişkiye giriyorlarmış. | Open Subtitles | كمثال هذان الولدين يمارسان العلاقة الجنسية مع بعض |
Ama dün gece Seks sonrası, marihuana sonrası rüyamda Earl King'in hayaletiyle konuştuğum için çok heyecanlıyım. | Open Subtitles | بعد العلاقة الجنسية و بعد حلم الماريوانا هي التي تجعلني أتكلم مع شبح إيرل كينغ الليلة الماضية |
Tatlım, Seks kodlar hakkında endişelenmekten vazgeçmen gerekiyor. | Open Subtitles | عزيزتي، أعتقد أن عليكِ التوقف عن القلق حيال رموز العلاقة الجنسية |
- Normal insanlar Seks hakkında konuşur, Leonard. | Open Subtitles | الأشـخاص الطبيعيون يتـحدثون عن العلاقة الجنسية |
Biz, duygusuz bir Seks ilişkisinin karmaşıklığıyla başa çıkabilecek tecrübeli psikologlarız. | Open Subtitles | ونحن من ذوي الخبرة في علم النفس الذين يمكنهم التعامل مع تعقيدات العلاقة الجنسية الغير عاطفية |
Yemekten sonra Seks yapmayı kastetmediysen tabii. | Open Subtitles | مالم تعنين العلاقة الجنسية التي ستتبع الغداء؟ |
İnşallah güvenli Seks araştırmanda iyi haberler vardır. | Open Subtitles | أعطني بعض الأخبار الجيد عن بحث العلاقة الجنسية الآمن |
Neşelenmenin en iyi yolu Seks. | Open Subtitles | افضل طريق للصعود هى العلاقة الجنسية |
Hayır sadece Cinsel ilişki değil. Ön sevişmeyi de. | Open Subtitles | ليس فقط العلاقة الجنسية و لكن المداعبات أيضاً |
Fakat, olayın Cinsel ilişki kısmına geldiğimde, üzülmeye başladı. | Open Subtitles | ولكن عندما وصلت للجزء الخاص باقامة العلاقة الجنسية كان يبدوا عليها الانزعاج |
Zeus ölümlü kadınlarla ilişkiye girebilmek adına muhtelif kılıklara girerek onları ziyaret eder. | Open Subtitles | كان زيوس يزور السيدات في هيئات مختلفة يفعل كل ما يلزم لإتمام العلاقة الجنسية |
"Ruh ve beden sağlığım yerinde bir şekilde, erkek arkadaşımın olmadığına yahut kadınlar hariç başka bir cinsle cinsel ilişkiye girmediğime dair yemin ederim." | Open Subtitles | "أنْ يَكُونَ مِنْ العقل والجسمِ الصحيحِ، يَعمَلُ يَتعهّدُ بجدية بأنّني لا لَهُ a خليل. ولست يَشْغلُ حالياً في a العلاقة الجنسية بأخرى |