O bizim kilisemizin papazı. Endişelenme. Onu biraz dışarıya çıkarıp temiz hava aldırırız. | Open Subtitles | لقد اخرجناهم حتي يستنشقوا بعض الهواء العليل |
Seni ön cepheye gönderdiler... çünkü esasen güneş ışığı ve temiz hava alsın diye yapılmış... açılır kapanır tavanın vardı. | Open Subtitles | يرسل المرء للجبهات بسبب أسطح منازلهم المنحدرة والذي يعني بالظرف الطبيعية استقبال المزيد من أشعة الشمس والهواء العليل |
Sizinle otele kadar yürüyeceğim. temiz hava almak istiyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأرافقكما لغاية الفندق أنا أريد أن أحظى بالهواء العليل |
Arada bir temiz hava almak için buraya geliyorum. | Open Subtitles | إنني أصعد إلى هنا من حين لآخر لأستنشق الهواء العليل |
Ah, şu güzel havayı içinize çekin. | Open Subtitles | أه، أستنشقوا هذا الهواء العليل |
Havayı içinize çekin Bayan Donnelly! | Open Subtitles | تنشقي الهواء العليل يا سيدة "دونلي"! |
Anne, dışarıda harika bir hava var ve bize her zaman dediğin gibi biraz temiz hava almak istedik. | Open Subtitles | أمي ، إنه يوم جميل حقا و تعلمين و أردنا استنشاق بعض الهواء العليل الذي دائما تحدثيننا عنه |
Zaten biraz temiz havaya ihtiyacımız var. | Open Subtitles | بأية حال لقد أردنا تنشّق بعض الهواء العليل |
Belki temiz hava kafasını yerine getirir. | Open Subtitles | قد يناسبه أن يستنشق الهواء العليل لكي يصفو رأسه |
temiz havayı ve dışarıdaki güzelliği sevmiyor musun? | Open Subtitles | ألا تحب الهواء العليل والمنظر الجميل هنا؟ |
Belki temiz hava çarpmıştır ya da beyin travması geçiriyorumdur. | Open Subtitles | ربما هو الهواء العليل أو إصابة حادة بالرأس |
Hadi John. Dışarı çıkıp temiz hava alalım. | Open Subtitles | هيا بنا, جون دعنا نذهب و نشم بعض النسيم العليل |
Ben de biraz temiz hava uykusunu getirir diye düşündüm. İşe yaradı. | Open Subtitles | وظننتُ أنّ بعض النسيم العليل سيجعله نعساً، وقد أفلح الأمر |
- temiz hava patron. | Open Subtitles | لقد كنا نستنشق هواء الطبيعة العليل , هذا كل ما بالأمر |
Biraz dolaşıp, temiz hava falan alıp gelir. | Open Subtitles | ربما أرادت التنزه قليلاً و استنشاق الهواء العليل |
Tek derdi temiz hava almaktı. | Open Subtitles | لطالما أحبّ ذلك الرجل إستنشاق الهواء العليل. |
Buraya geldiginden beri, bize temiz hava aldirdin. | Open Subtitles | من اليوم الذي اتيت به الى هنا كنتِ نسيماً من الهواء العليل |
Tek ihtiyacım malum yerlerde kan akışını artırmak için biraz temiz havaymış. | Open Subtitles | كل ما كنت بحاجته هو القليل من الهواء العليل. ليتدفق الدم في المناطق الملائمة.. |