Sıkı çalışma ve sabır ile ebeveynlerim apartman inşa edip beni ve kardeşlerimi okula gönderebilecek konuma geldiler. | TED | من خلال العمل الجاد والمثابرة، استطاع والديّ تشييد شقة من طوب وإرسالي أنا وإخوتي إلى المدرسة. |
Fakat aynı şekilde önemli olan bir başka şey de farkı yaratanın Sıkı çalışma olduğu gerçeği. | TED | ولكنه بنفس الأهمية أن تفهم أن العمل الجاد يُحدث الفرق. |
Her birinin yapımı aylarca sürmüş. Bunlara ne kadar emek harcandığını belirtemiyorum... | Open Subtitles | وكل واحده منهم استغرقت شهر لإنهائها .. لا يمكنني تأكيد كم كان العمل الجاد |
Şimdi çalışmaktan başka seçeneğim yoktu, sıkı çalışmaktan başka. | Open Subtitles | الآن, لايوجد لدي خيار .سوى العمل, العمل الجاد |
Sıkı çalışmak başka, bu takımı şampiyonaya sokmak... | Open Subtitles | العمل الجاد امر اخر ولكن ان يذهب الفريق للولاية؟ |
Bu zamane çocukları gerçekten sıkı çalışmanın anlamını bilmiyorlar. | Open Subtitles | صدقاً ، أطفال اليوم لا يعرفون معنى العمل الجاد |
Bence biraz sıkı çalışmayla bu, başarılabilir bir gerçeklik. | TED | أعتقد أنّه ببعض العمل الجاد سيصبح هذا واقعًا يمكن تحقيقه. |
Ama, diğer her iş gibi Sıkı çalışma ve kararlıIık bizi başarıya götürecekti. | Open Subtitles | .كان مثل معركة صعود الهضبه لكن مثل اي عمل اخر عرفنا انه مع العمل الجاد والاصرار سيقود في النهاية الى النجاح |
O korkunç kabalığını Sıkı çalışma ve azimle telafi edebilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ التعويض عن وقاحتكِ المروعة عن طريق العمل الجاد و المثابرة |
- Haklısınız Hanımefendi. Sıkı çalışma ve özen gerçek hayatta güzellikten daha önemlidir. | Open Subtitles | العمل الجاد والإجتهاد لهُ أهمية أكثر من الجمال في العالم الحقيقي |
Son iki saatimi yoğun emek gerektiren bir işe harcadım. | Open Subtitles | ولكني قضيت الساعتين الأخيره أقوم ببعض العمل الجاد |
Şeytani planlarıma çok emek harcıyorum. | Open Subtitles | اتعلم, الكثير من العمل الجاد يتم فى خططى الشريره |
O dinozor için verdiğim dört yıllık emek akılına bile gelmeyecek. | Open Subtitles | لن يتذكر أبداً .... تلك الأربع سنوات من العمل الجاد التى كنت أعمل فيها على الديناصور كلا |
Sıkı çalışmak önemlidir ama çalışmaktan daha önemli birşey var: | Open Subtitles | ....... العمل الجاد مهم , هناك شيئا حيال ذلك حتى اكثر |
Ben çok çalışmaktan korkmuyorum bunu biliyorsun. | Open Subtitles | أنا لا أخاف العمل الجاد أنت تعرفين ذلك |
Çok çalışmaktan ve pullu balık yemekten nefret ediyorum. | Open Subtitles | أكره العمل الجاد وقشور السمك |
Birlikte yapılacak sıkı çalışmanın topluluğu birbirine kenetleyeceğine inanırdı. | Open Subtitles | لقد آمن أن العمل الجاد يساعد على الترابط والتجمع سوياً |
Hukuk departmanının üzerinde durduğu nokta, Jenkins'i sıkı çalışmanın öldürüp öldürmediğini bilmiyoruz. | Open Subtitles | موقفنا القانوني يقول، أننا لا نعلم إذا كان العمل الجاد هو ما قتل جانكينز |
Kusursuz bir ürün için kalitenin, sıkı çalışmanın ve bağlılığın değerini biliyoruz. | Open Subtitles | تعلمنا قيمة الجودة. العمل الجاد والالتزام منتج مثالي. |
Yani biraz sıkı çalışmayla bunun herhangi birinize olmaması için hiçbir sebep göremiyorum. | Open Subtitles | ببعض العمل الجاد لا أرى مانعا من حصول ذلك لأي منكن |