kanlı geçiş, kırmızı çıkış olarak biliniyor. Çünkü yol, şiddet için yapılandırılmış. | TED | يُعرف بطريق أريحا الدموي، الممر الأحمر، لأن الطريق أُقيم على الأفعال العنيفة. |
Cinselleştirilmiş görüntülerin yerine veya bunlara ek olarak şiddet içerikli medya akışına sürekli maruz kalmak sorunlarımıza yol açıyor olabilir. | TED | ويمكن أن يكون التعرض إلى دفق مستمر من وسائل الإعلام العنيفة بدلًا من أو بالإضافة إلى الصور الإباحية المسبب لمشاكلنا. |
Bunun anlamı toplumu hak ettiği huzur ve barış ortamından yoksun bırakacak şiddet veya çalkantı barındıran bir harekette bulunmaktır. | Open Subtitles | خرق السلام شىء بسيط ذلك يعنى المشاركة فى فعل من الأفعال العنيفة والعاصفة الذى يحرم جالية من سلام وهدوء تستحقه |
Bazıları şiddetli epilepsi krizlerinin sonucu bazılarını da kendi kendine yapmış. | Open Subtitles | بعضها كان بسبب نوبات الصرع العنيفة والبعض الآخر هي سببيتها لنفسها |
Böylesine şiddetli suçları işlemek bir kadın için olağandışı değil mi? | Open Subtitles | أليس هذا غير عادي لإمرأة ترتكبْ العديد من الجرائم العنيفة ؟ |
Dünya'dan bu olayı gözlerken, bu vahşi dansın sadece bir izleyicisi olduğunuzu düşünebilirsiniz. | TED | وأنت تقف على كوكبنا، ربما تفكر بأنك مجرد مراقب لرقصة الباليه العنيفة هذه. |
şiddet içeren nefret suçlarını soruşturmak ve dava etmek FBI'ın işidir. | Open Subtitles | ذلك ليس عمل مكتب التحقيقات للتحقيق وإقامة دعاوي قضايا الكراهية العنيفة |
şiddet içermeyen bir protesto düzenledi ve silah ve mermi asla bulunamadı. | Open Subtitles | كان ملتزمة بالمظاهرات غير العنيفة ولم يعثر على السلاح أو الرصاصة قط |
Yapılan çalışmalar şiddet oyunlarının çocuklarınızı saldırgan yapmadığını açıkça söylüyor. | TED | تتحدث الدراسات المتتالية بشكل واضح أن الألعاب العنيفة لا تجعل الأطفال عنيفين. |
Şunu da kabul etmeliyiz ki, eğer çocuğunuz şiddete yatkınsa, şiddet oyunları onu daha iyi bir şiddet çocuğu yapabilir. | TED | ولكن يجب أن نعترف أنه إذا كان لديك طفل مستعد للعنف ستساعد الألعاب العنيفة على جعله طفلاً عنيفاُ. |
Ve dinin de bu şiddet içeren etik değerlerden etkilenmesi şaşırtıcı değildir. | TED | وليس من المفاجئ أن الدين أيضاً قد تأثر بهذه الأخلاقيّات العنيفة. |
İten etkenler temel olarak sizi radikalleşme sürecine, şiddet yanlısı aşırı gruplara katılmaya açık hâle getiren şeylerdir. | TED | وعوامل الدفع هي ما تجعلكم عرضة للتحول إلى التطرف، والانضمام إلى الجماعات المتطرفة العنيفة. |
Ve görmediğimiz şey de bu. şiddetli pornografinizin alt kısmına yarış. | TED | الأمرالذي لم نراه هو،فلنقل، الأمر الذي ذكرته سابقًا الأفلام الإباحية العنيفة على سبيل المثال. |
Lübnan Hizbullahına bakın örneğin, İsraili karşı şiddetli çatışmalarıyla bilinir. | TED | خذ على سبيل المثال حزب الله اللبناني، المعروف بالمواجهة العنيفة ضد اسرائيل. |
Yaptığımız evler şiddetli depremlere dayanamıyor. | TED | البيوت التي نبنيها لا تتحمّل الزّلازل العنيفة. |
Suçların vahşi ve hedef odaklı doğasına bakarsak daha fazlası olabilir. | Open Subtitles | الطبيعة العنيفة و الاستهدافية لهذه الجرائم تشير الى امكانية حصول المزيد |
Bütün aşağı dünyalılar bir gün vahşi içgüdülerine yenik düşecek. | Open Subtitles | جميع سكان العالم السفلي سيستسلمون لميولهم العنيفة يوماً ما. |
Uyuyan insanlar, ya da vahşi duygularla davrananlar. | Open Subtitles | وهنا عن أشخاص نائمون تحت سيطرة المشاعر العنيفة والمشاعر الأخرى في صناديق مختلفة |
Takitani sert geçen savaş yıllarında Şangay gece kulüplerinde trombonuyla neşeli şarkılar çalıyordu. | Open Subtitles | تاكيتاني تجاوز سنوات الحرب العنيفة بالعزف بشغف على الترومبون .بنادٍ ليلي في شانغهاي |
Ayrıca federal veritabanında da, şunu dinleyin, agresif milis kuvvetleri nedeniyle yer alıyor. | Open Subtitles | و يظهر في البيانات الفيدرالية ايضا بسبب.. اسمعوا هذا الميلشيات العنيفة |
Masalların gerçek olduğu, saldırgan ve kötü güçlerden ailesi tarafından korunduğu bir yer. | Open Subtitles | من حكايات حقيقية، حيث كانت محمية من قبل والديها من القوى العنيفة والرهيبة. |
Ama kaba kuvvet söz konusu olduğunda... korkarım gen havuzunun sığ kısımlarındayım. | Open Subtitles | 40,776 لكن عندما يتعلق الأمر بالقوة العنيفة أخشى أنها في النهاية الضحلة لبركة جين |
şiddetli hazlar Şiddetle son bulur. | Open Subtitles | هذه المسرات العنيفة تنتهي بالعنف ، و يموتون فى انتصارهم |
şiddete yönelik güdüleri bir yere yönlendirilmeliydi, ben de yönlendirdim. | Open Subtitles | لقد كان بحاجة إلى التركيز على ميولاته العنيفة. لذلك اخترتك؟ |
Bunlar, yüzyıllar içinde acımasız rüzgârlar tarafından yontulmuş mega-buz tepeleri. | Open Subtitles | فهذه الكثبان الجليديّة العملاقة التي تشكّلت بفعل الرّياح العنيفة |