Sol tarafta lazer grafiği görüyorsunuz, orada ise lazerin tarif ettiği ağaç gibi engelleri görüyorsunuz. | TED | بالجانب الأيسر ترون مخطط ليزر، حيث يوجد العوائق كالأشجار وغيرها التي يظهرها الليزر |
Böylece sınırlı araştırma olanakları ile yaratıcılığım imkansız görünen engelleri aşmamı sağladı. | TED | ولذا، فإنه ومع هذه الفرص المحدودة، الإبداع هو ما أتاح لي تجاوز هذه العوائق المستحيلة. |
Tabii ki eğer buzun üzerindeyseniz sadece bir engel görebilirseniz bayır veya bir su parçası. | TED | بالطبع عندما تكون على الجليد فقط ترى العوائق بينما هي مجرد تلال وماء |
Sonra Anne'le olan evliliğimde bir engel olduğunu keşfettim. | Open Subtitles | ولكن منذ ذلك الوقت واجهتنى العديد من العوائق لزواجى من أن. |
Eh o halde önümüzdeki engeller ne? | TED | إذاً ما هي العوائق التي ستعترض القيام به؟ |
Sadece bir kupon kaldı o da Büyük Sporcu Acemi Birliği'nde askeri Engelli koşu dersi. | Open Subtitles | والآن هيا تبقى هناك كوبون واحد وهو مضمار العوائق الجيشية |
Bayan Johnson'la konuştuk ve buradaki tedavinizi engelleyen olasılıkları saptadık. | Open Subtitles | كنت أتحدّث أنا والسيّدة جونسون، ولقد شخصّنا بعض العوائق المحتملة لعلاجكما هنا. |
O kadar akıllıyız ki biyolojik gözüken tüm bu engellerin üstesinden gelebiliriz. | TED | نحن أذكياء بشدة ونستطيع التغلب على كل هذه العوائق البايولوجية الواضحة. |
Takdir etmelisiniz ki, bir kişi kendini diğer sınıfa ait görürse ortaya kargaşa çıkabilir ve sonra da sizin belirttiğiniz şekilde engelleri aşmaya başlayabilir. | Open Subtitles | فتخيل أن اختلاطا حدث, وأن رجلا من رجال الفئة الأولى ينتمي إلى الثانية فأخذ يزيح جميع العوائق التي تواجهه, ما رأيك؟ |
Yolumdaki tüm engelleri görebiliyorum, bundan sonra pırıl pırıl güneşin parladığı bir gün olacak. | Open Subtitles | يمكنني أن أرى كل العوائق في طريقي سيكون واضحاً للغاية كيوم مشمس |
Ajan Sullivan diyor ki, bu rozetler, soruşturma engelleri konusunda bize yardım edecekmiş. | Open Subtitles | العميل سويلفان قال أنها سوف تفيدنا في تفادي العوائق التي نواجهها في اجرائنا للتحقيقات |
Bütün engelleri aşabiliriz ve tekrar ışıkları yakabiliriz. | Open Subtitles | أقترح بأن نزيل كل العوائق من طريقنا ونجعل تلك النقاط تضيئ مجددًا |
Bütün engelleri aşabiliriz ve tekrar ışıkları yakabiliriz. | Open Subtitles | أقترح بأن نزيل كل العوائق من طريقنا ونجعل تلك النقاط تضيئ مجددًا |
Diğer tüm engelleri de bertaraf ettik. | Open Subtitles | حسنًا، كل ما أردت قوله هو أنّنا أزلنا جميع العوائق الأخرى. |
Evet, aşmam gerekn 1-2 engel olabilir. | Open Subtitles | نعم , ربما توجد بعض العوائق التى يجب أن أتخطاها |
Değişik bir doğal engel ortaya çıkarır. | Open Subtitles | لقد قام بتقديم نوع مختلف من العوائق الطبيعية |
En berbat kader, en berbat şartlar milyonlarca engel, eşitsizlik, yalan dolan ve üçkağıtçılık hepsini yerin dibine göndereceğim. | Open Subtitles | سوف أهزم كل العوائق أسوأمصير،أسوأظروف.. .ملايين العوائق، عدم المساواة .. الخداع والإستياء |
JR: Hedef büyüdükçe, daha fazla engeller ile karşılaşırsınız ve o hedefin diğer tarafında zafer vardır. | TED | رجل 3: كلما كبر الهدف، كلما زادت العوائق التي تواجهها، وعلى الجانب الآخر من ذلك الهدف يوجد الانتصار. |
Bu engeller ürkütücüydü ama ben aynı zamanda inatçı bir ergendim. | TED | وهذه العوائق كانت مُحبطة، ولكني كنت أيضاً مراهقة عنيدة. |
Bizi aydınlatın, şu anda temel engeller nelerdir? | TED | ساعدنا في فهم الموضوع. ما أهم العوائق التي نواجها الآن؟ |
Engelli koşu derslerinde kullanılmak üzere bir indirim kuponumuz var. | Open Subtitles | لدينا كوبون نريد استخدامه لمضمار العوائق الجيشية |
Çok daha fazla uzlaşmayı engelleyen... konu var. | Open Subtitles | -هناك الكثير من العوائق . |
Böyle bir yaklaşım kelimenin tam anlamıyla, "bir ışık gibi" keşfin önündeki engellerin üstesinden gelecektir. | TED | هو بالفعل تطبيق يُمثل حرفياً , في وميض من الضوء , والتحكم في كثير من العوائق التي تُكتشف . |
Ancak bu kısıtlamalara sahip olduğumuzu da anlamamız gerek. | TED | ولكننا ينبغي أن ندرك أن نملك هذه العوائق |