Ekip şefi, silah sesinin 9'ncu kattan geldiğini söyledi. | Open Subtitles | سيدتي، قائد البي تي يو يقدم تقريره صوت العيار الناري قادم من الطابق التاسع |
silah sesini susturmaya değil kurbanın yüzünü örtmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | لم يكن أحاول أخماد صوت العيار الناري أردت فقط تغطية وجه الضحية |
- Bu resim... silah sesinden 30 saniye sonra çekilmiş ve işte silah da ayaklarının dibinde. | Open Subtitles | خلال ثلاثين ثانية من صوت العيار الناري وهذه هي .. والمسدس بجانب قدميها |
- İçerideki Gardiyanlar her türlü silah sesini ayırt edebilirler. - İmkansız. | Open Subtitles | العيار الناري مختلف، لكان الحارس في الداخل سمع ويقتل الجميع |
Hemen ellerini çözdüm, işte o zaman oradan gelen bir silah sesi duydum. | Open Subtitles | فككت قيده على الفور وذلك عندما سمعت العيار الناري قادم من هناك |
silah patladığında yüzlerindeki ifadeyi asla unutmayacağım. | Open Subtitles | لن أنسى أبداً النظرة على وجوههم عندما أطلق ذلك العيار الناري. |
1300 metre civarında oturan bir kaç kişi silah sesi duyduğunu söyledi fakat görgü tanığı yok. | Open Subtitles | من مكان جلوس الفاريس وعند اطلاق العيار الناري وصل بلاغات عن اطلاق اعيره نارية في المنطقة في الساعة الواحدة ظهرا ولكن لا شهود عيان |
silah yarasıyla uyumlu olmalı. | Open Subtitles | منطقة توجد في مركز أو وسط االجمجمة من الأعلى* هذا سيكون متناسقــاً من جُرح العيار الناري. |
Bianca silah sesini duyduğunda tuvalette olduğunu söyledi. | Open Subtitles | ـ (بيانكا) ـ قالت : بأنها كانت في دورة المياه عندما سمعت صوت العيار الناري |