Noel'i arkadaşlarınla geçirebilirsin, değil mi? | Open Subtitles | كما تعلمين ، فى وطنى تستطيعين تمضية العيد مع أصدقائك أليس كذلك ؟ |
Bu yüzden ben Noel'i sadece ailemle geçirmek istedim. | Open Subtitles | لهذا السبب أردت قضاء العيد مع العائلة وحسب |
Hayatımda ilk kez iyi para kazandım ve Noel'i annemle birlikte kutlamak için evime geldim. | Open Subtitles | و لأول مرة في حياتي حصلت على ربح جيد و أنا عائد إلى البيت لأمضي العيد مع أمي |
Lütfen bu Noel'i ailemle geçirmeme izin ver. | Open Subtitles | أرجوكِ، دعيني أقضي هذا العيد مع عائلتي |
Lütfen bu Noel'i ailemle geçirmeme izin ver. | Open Subtitles | أرجوكِ، دعيني أقضي هذا العيد مع عائلتي |
Noel'i tek çocuğuyla geçirmekti. | Open Subtitles | هو أن تقضي العيد مع أبنها الوحيد |
Çünkü ben, kesinlikle annesiyle Noel'i kutlamak için evine dönen bir tipim. | Open Subtitles | لأني بكل تأكيد عائد لأمضي العيد مع أمي |
Noel'i anneyle geçirmek muhteşem bir şey. | Open Subtitles | العيد مع أمك؟ أعني إنه شيء جميل |
Ben Noel'i kızım ile geçireceğim. | Open Subtitles | سأقضي العيد مع إبنتي |
Ben orada olmayacağım. Noel'i ailemle geçirmek için bu gece yola çıkıyorum. | Open Subtitles | {\pos(192,220)}لن أكون حاضرة سأرحل الليلة لقضاء العيد مع أهلي |
- Noel'i her zaman birlikte geçirirdik. | Open Subtitles | - نحن دائماً نقضي العيد مع بعض |
Mutlu Heck Günleri Noel'i gibi görünmüyordu ama Tanrı çocuklarımı denedikleri için korusun. | Open Subtitles | إذا، لم يكن مثل أسعد أيام العيد مع آل (هيك) هذا الكريسماس لكن بارك الله في الأولاد لمحاولاتهم لإنقاذه |