düğüne kadar soğutucunu ödünç alabileceğimi söylemiştin. | Open Subtitles | أنت قلت أني بوسعي أن أستعير مُبَرِّدك من اجل المواصلة في القيادة للوصول لذلك العُرس |
Şimdiye kadar düğüne gitmiş olmalıydın. | Open Subtitles | حسناً ، لقد ظننتُ أنّكِ ستكونين فقط في العُرس بحلول الآن |
Ailesinden kimse düğüne gelmiyor. | Open Subtitles | لن يحضر أحد من عائلتها إلى العُرس |
Bak. Düğün elbisesi. Bir sürü beyaz. | Open Subtitles | إنتظر , ملابس العُرس الكثير من اللون الأبيض |
- Geç kalmış olmalısınız. - Ne için geç kalmış? Düğün. | Open Subtitles | ـ أعتقد بأنكى تأخرتى ـ تأخرت على ماذا ؟ العُرس "وولدورف-أسورت" |
Bir düğünde ereksiyon olmuş bir rahipten daha kötü bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا شيء في العُرس أسوأ من كاهن في حالة إنتصاب |
düğüne seni de beklerim. | Open Subtitles | عليك حضور العُرس أيضاً |
O zaman yarınki düğüne sizi de bekliyorum. | Open Subtitles | إذاً، تعال إلى العُرس غداً |
Neden düğüne beni de çağırdın, Jörgen? | Open Subtitles | لمَ دعوتني إلى العُرس يورغين؟ |
düğüne mi geldin? | Open Subtitles | أذاهبة إلى العُرس ؟ |
Robin de düğüne gelir. | Open Subtitles | فتصبحُ ( سيتلا ) سعيدة وتأتي ( روبن ) إلى العُرس |
- düğüne. | Open Subtitles | إلى العُرس |
Ona telefon ettim, mesaj ve mail gönderdim ama Düğün öncesi hala çok sessiz. | Open Subtitles | بعثتُ لها رسالة نصّية هاتفية، وبريداً إلكترونياً لكنّها تلوذ بالصمت تماماً بينما أوشكَ العُرس. |
Bu saçma Düğün için güttüğün gerçek amaçlarını söyle ki işini çabuk bitireyim. | Open Subtitles | اعترف فحسب بنواياك الحقّة من مهزلة العُرس هذه وسوف أقتلك سريعًا. |
Kışın her an zatürreye yakalanabilirim ama bir Düğün kahvaltısı vermek istiyorum. | Open Subtitles | وأريد أن أهديهم حفل عشاء العُرس. |
Zavallı kız. Bu Düğün onu gittikçe geriyor. | Open Subtitles | فتاة مسكينة ، لقد أرهق هذا العُرس عقلها |
- Düğün? | Open Subtitles | ـ العُرس ؟ |
Yine de, diyelim ki, sadece muhabbet olsun diye, bir düğünde birisi, başka birisinden hoşlandı. | Open Subtitles | مع ذلك، لتجنّب الجدال... رجل يولع بإمرأة في العُرس |