Hayatinin bagislanmasinin tek sebebi sen kardesimin en büyük zayifligisin. | Open Subtitles | تم العفو عن حياتك فقط لأنك نقطة ضعف أخي العُظمى. |
İnsanlık tarihinin büyük çoğunluğu boyunca herkes günde bir dolara eşdeğer bir düzeyde hayatını sürdürdü ve pek bir şey değişmedi. | TED | فبالنسبة للغالبيّة العُظمى من التاريخ البشري، عاش كل شخص تقريبًا بما يعادل دولارًا واحدًا يوميًّا. ولم يتغيّر الكثير. |
büyük Britanya ve İrlanda antropoloji enstitütüsüne hitap eder. | TED | في معهد العلوم الإنسانية لأيرلندا وبريطانيا العُظمى |
AG: En büyük gücümüz, halkımız ve her zaman sadece hükûmete bağlı kalmadan değişiklik yapma yeteneğimiz. | TED | أروناب جوش: قوتنا العُظمى هي شعبنا وقُدرتنا على إحداث تغيير بدون الاعتماد بالضرورة دائمًا على الحكومة. |
Aslında, en büyük aralıktaydı yani gece yarısındaydı. | Open Subtitles | في الواقع، لقد كانت في الوسطيّة العُظمى على الإطلاق: أي منتصف الليل |
1 Ekim Cuma günü Alman Polisi Danimarkalı Yahudilerin evlerine gittiğinde büyük çoğunluğunun kaçmış olduğunu gördü. | Open Subtitles | وفى يوم الجمعة أوّل أكتوبر عندما زارت شرطة الأمن الألمانية بيوت اليهود الدانماركيين وجدّت أن الأغلبية العُظمى قد هربوا |
Mahkûmların büyük çoğunluğu sadece birkaç gün önce Naziler tarafından batıya, Almanya içlerine sürülmüştü. | Open Subtitles | الأغلبية العُظمى للسجناء كانت قد زحفت بعيدا عن طريق النازيين قبل أيام فقط غرباً نحو الرايخ |
John Lumic'in doğduğu şehre dönmesi, büyük Britanya adına güzel bir haber. | Open Subtitles | ومن الأخبار السعيدة لبريطانيا العُظمى عودة جون لوميك إلى وطنه الأم |
Evet. Lucy, onun büyük Britanya'nın Başkanı olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | بلى، لوسي تقول أن هذا الرجل هو رئيس بريطانيا العُظمى |
Ama şu aralar büyük Britanya ile boşanma aşamasında. Kanımın aktığını hissediyorum şu an. | Open Subtitles | لكن حاليًا يمرّ في طلاق مُزري مع بريطانيا العُظمى. سأتجرّأ وأقول بأن دمي يتدفّق الآن. |
Önümüzdeki iki yıl için en büyük önceliğimiz Başkan Obama'nın ikinci dönemini engellemek olmalı. | Open Subtitles | أولويتنا السياسية العُظمى في السنتين القادمة ينبغي أن تكون حرمان الرئيس أوباما من فترة رئاسية ثانية |
Bir çoğu yaşamın bugüne kadar gördüğü en büyük beş felaketten biri sonucunda kırılmıştır. | Open Subtitles | فُصل أكثرها في الكوارث الخمس العُظمى التي عرفتها الأرض على الاطلاق. |
son büyük savaşın kahramanı. | Open Subtitles | ناروتو هو بطل حرب النينجا العُظمى الأخيرة. |
Ölümsüzlüğün büyük laneti o zamanlar var oluşa çıkıyordu. | Open Subtitles | إنّ اللعنة العُظمى للخالدين هي أنّ الوقت لمْ يعُد في الحسبان. |
Bizler özgürlükleri korumak adına, büyük sorumluluklar taşıyoruz. | Open Subtitles | ...إنها مسؤوليتنا العُظمى أن نصون منارات الحريه فى العالم... |
büyük güçler bu toprakları istiyor. Savaşacaklar. | Open Subtitles | القُوى العُظمى تُريد تِلك الأرض ... وسوف تُحارِبُ مِن أجلِها |
Kesin olmak gerekirse: esas büyük problem fazla tanı konması değil, aşırı tedavidir, çünkü her hastalık sırf tedavisi var diye anında tedavi edilmek zorunda değildir. | TED | وحتى أكون أكثر دقة: المشكلة العُظمى هي ليست التشخيص المبالغ! بل هي بالعلاج المبالغ لأنه ليس كل مرض يحتاج إلى العلاج مباشرة ليس فقط لأن العلاج متاح! |
İntikam en büyük tebrik kartı olsa gerek. | Open Subtitles | ربما يكون الانتقام بطاقَة (هولمارك) العُظمى |
Hayatta kalırsan büyük Tang'a zarar vereceksin. | Open Subtitles | إذا بقيتي على قيد الحياة ستضرين بـ "(تانغ) العُظمى". |
- Seni tanıtacak olan büyük Illinois Eyaletinin Valisine sahipsin. | Open Subtitles | ولاية "إلينوي" العُظمى يقوم بتقديمك |