Bütün gece çalılıklarda saklandık ve açlıkdan öleceğimizi düşündük. | Open Subtitles | إختفينا في الغاباتِ طوال اللّيل، فكّرَنا اننا بنُجوّعُ. |
Çünkü arabanın ordaki çalılıklarda saklanıyordum. | Open Subtitles | الذي لأنني كُنْتُ أَختفي في الغاباتِ بسيارتِكِ. |
Dün gece evinin ordaki çalılıklarda bekledim. | Open Subtitles | إنتظرتُ خارج بيتِها ليلة أمس، في الغاباتِ. |
Bahçıvan bunu çalıların arasında bulmuş | Open Subtitles | وَجدَ Groundskeeping هذه في الغاباتِ. |
Tabanca çalıların arasında bulunmuş, 38 kalibre. | Open Subtitles | المسدّس وُجِدَ في الغاباتِ - a. 38. |
Bu ormanlar, insanoğlu dünyaya ayak basmadan çok önce yetişti. | Open Subtitles | هذه الغاباتِ كَانتْ تَنْمو هنا قبل فترة طويلة من وجودالبشرعلى الأرضَ. |
çalılıklarda sıçıyordu, ve onu öldürdüm. | Open Subtitles | كَانَ في بَعْض الغاباتِ وأنا قَتلتُه. |
- Onu çalılıklarda gördüm. | Open Subtitles | النظرة، رَأيتُه في الغاباتِ. أَعْرفُ. |
Bu ormanlar tropikal kuşakta. | Open Subtitles | تقف هذه الغاباتِ في المنطقة المداريةِ. |
ormanlar ve ağaçların arasında. | Open Subtitles | خلال الغاباتِ والأشجار |