ويكيبيديا

    "الغداءِ" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Öğle
        
    • öğlen
        
    • yemeğe
        
    • yemekten
        
    • öğle yemeği
        
    • yiyelim
        
    Karınızla sizin Öğle yemeğinde nerede bulunacağınızı anlatan talimatlar var burada. Open Subtitles هذه تَطْبعُ الإتّجاهاتَ على أين يَجِدُك و زوجتكَ في الغداءِ اليوم.
    Öğle ve akşam yemeğinin yanında, kahvaltı günün en önemli öğünüdür. Open Subtitles بجانب الغداءِ والعشاءِ، الفطور هو وجبةُ الطعام الأكثر أهميةً لليومِ.
    Bütün kulüp başkanlarının bugün Öğle yemeğinden sonra idareye gelmeleri gerekmektedir. Open Subtitles هناك إجتماع إلزامي في المكتبِ في الغداءِ اليوم لكُلّ رؤساء النادي. تذكّرْ،اللّيلة نُواجهُ مقاطعة بيرن شانج.
    Bu sabahı birbirimiz olarak atlatacağız, öğlen restorana gidip eski halimize döndürüleceğiz. Open Subtitles نحن كذلك هذا الصباح ونحن سنذهب إلى المطعمِ عند الغداءِ وسنعود ظهراً
    Sadece bu yemeğe gelmek için kendime güvenemedim, bu yüzden... Open Subtitles هو فقط أنا كُنْتُ غير آمنَ جداً حول يَجيءُ حتى إلى هذا الغداءِ مطلقاً.
    yemekten sonra yeriz. Open Subtitles المليمتر. نحن يُمكنُ أَنْ نَأخُذَ هذا بعد الغداءِ.
    Bu Öğle yemeği için rekabet var gibi görünüyor. Open Subtitles يَبْدو مثل أنا لي البعضُ منافسة لهذا الغداءِ.
    Öğle vakti yapabilirim. Open Subtitles أنا يُمْكِنُ أَنْ أعْمَلُ هو في الغداءِ.
    Öğle ve akşam yeniyor, neden kahvaltıdan sonra da yenmesin? Open Subtitles تَتناولُه بعد الغداءِ والعشاءِ، لماذا إذن في الصباحِ أيضاً؟
    Bu aptal Öğle yemeğinin ne kaadr önemli olduğunu anlatmama gerek yok. Open Subtitles أنا ليس من الضروري أن أُذكّرُك ناسَ كَمْ مهم هذه الغداءِ الغبيِ. إنّ المضاربَ القديمةَ تُطلقُ لي.
    Sana not bırakıyordum Öğle yemeği için üzgünüm. Open Subtitles أنا كُنْتُ أَتْركُك a مُلاحظة. أَنا آسف على الغداءِ.
    Öğle tatilindedirler. Open Subtitles هم يَجِبُ أَنْ يَكُونوا في الغداءِ.
    Umarım Öğle yemeği planın yoktur. Open Subtitles أَتمنّى بأنّك لَمْ تَضعْ خططَ الغداءِ.
    Duruşmadan iki hafta sonra iki jüri üyesi, içkilerini içerken öğlen vakti zil zurna sarhoş olmuşlar. Open Subtitles إلى المحاكمةِ، محلّفان أصبحا أيديهم على a قنينة الجِنِّ وأصبحَ مَخْزُوناً في الغداءِ.
    Rose hadi bir ara verelim ve öğlen yemeğinde bu konuyu konuşalım olur mu? Open Subtitles - التنافسي - روز، دعنا نَستريح وسَنَتحدّثُ عن الموضوع على الغداءِ.
    Ross, yemeğe gelemeyeceğim. Open Subtitles أوه، روس، أنا لا أَستطيعُ جَعْل الغداءِ.
    Ling-kun, hadi yemeğe gidelim. Open Subtitles "لينـج-كـون" دعنا نَذْهبُ لنَحْصلُ على الغداءِ.
    yemekten sonra tekrar gelmedi. Open Subtitles هي لَمْ تَرْجعْ بعد الغداءِ.
    yemekten önce geleceğini söylemişti. Open Subtitles قالَ بأنّه سيرجع قبل الغداءِ.
    Pekala evlat. Gidip bir şeyler yiyelim. Open Subtitles الموافقة، إبن، دعنا نَحْصلُ على بعض الغداءِ.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد