Öncelikle, para cezası asla sabit bir gelir kaynağı olamaz. | TED | الأول هو أن الغرامات لم تكن أبدًا مصدرًا ثابتًا للإيرادات. |
Böylece para cezaları birikir ve bir kısır döngüye kapılırsınız, seks sattığınız için aldığınız cezaları yine seks satarak ödersiniz. | TED | وهكذا الغرامات تتراكم، وتحبسك في حلقة مفرغة من الاتجار بالجنس لدفع الغرامات التي تلقيتها لتجارتك بالجنس. |
Bugün La Crosse'de kullanıcıların 10.000'i ceza bedeli ve harçlar nedeniyle kütüphane materyallerini kullanamıyor. | TED | اليوم في مكتبة لاكروس، لا يستطيع 10,000 من المستخدمين لدينا التحقق من المواد المكتبية بسبب الغرامات والرسوم. |
Özünde ceza kesiyoruz çünkü hep yapıyorduk. | TED | نحن نفرض الغرامة في الأساس لأنه فرضت علينا الغرامات دومًا. |
Cezalar ve sabıka kayıtları insanları seks satmak zorunda bırakıyor, bunu engellemek yerine. | TED | الغرامات والسجل الجنائي تجبر الأشخاص على مواصلة التجارة بالجنس، بدلا من تمكينهم من التوقف. |
En önemlisi ve son olarak, Cezalar para tahsilatı yapmamıza neden oluyor. | TED | وأخيرًا، وربما الأمر الأهم، أن الغرامات تكلفنا المال لجمعها. |
Cezalardan ve paralarını saklayan şirketler ile vatandaşlardan alacakları vergiler ile elde edecekleri parayı bir düşün. | Open Subtitles | فكّر بالمال الذي يمكن جمعه من الغرامات و الضرائب المتاخرة من الشركات والمواطنون الذين كانوا يخفون مالهم |
Ülkede para cezası talep eden kütüphanelerde kullanımı engellenen kişi sayısı daha çok en fakir mahallelerden çıkıyor. | TED | في المكتبات في جميع أنحاء البلاد التي تفرض الغرامات فإن لدى أفقر الأحياء أكبر عدد من الأشخاص المحظورين من الاستخدام. |
Sürekli artan para cezasından korkmadıkları zaman, önerdiğimiz teklife erişmek isteyeceklerdir. | TED | عندما لا يخاف الناس من الغرامات التي قد تتراكم، فإنهم يصطفون للحصول على ما نقدمه. |
İnsanların kütüphaneleri kullanmaları için tamamen para cezasını kaldırmalıyız. | TED | إذا كنا نريد عودة الناس للمكتبة مجددًا، فعلينا أن نتخلص من الغرامات تمامًا. |
Ama düşünülmesi gereken bazı şeyler var. Mesela para cezası kütüphane bütçesinde nasıl işlev görüyor? | TED | ولكن هناك بعض الأشياء علينا اعتبارها عندما نفكر في مهمة الغرامات في ميرانيات المكتبة. |
Arkadaşları ve aileleri hükümete haber verecek ve biz birçok kişiye içtenlikle özür dilemek ve ceza ödemek zorunda kalacağız. | Open Subtitles | الأهل والأصدقاء سيتّصلون بالحكومة وسوف نكون مضطّرين لإرضاء الجمهور والإعتذار ودفع بعض الغرامات |
Aşırı ceza ve yaptırımlara maruz kaldıklarını düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يشعرون بأنهم قد استهدفوا بالكثير من الغرامات والمخالفات الزائدة |
- Bir ceza daha ödeyemem. | Open Subtitles | لم أتحمل دفع تكاليف الغرامات لأكثر من هذا |
Bir çeşit ceza sistemi devreye sokmalıyız böylece öğrenirsiniz. | Open Subtitles | سوف نضطر لفرض نوع من الغرامات لكي تتعلموا |
Tüm hükümleri tarafımca gözden geçirilecek. Artık haksız Cezalar ve idamlar olmayacak. | Open Subtitles | كلّ أوامره العليا ستخضع لأطلاعي، لا مزيد من الظلم ، الغرامات و أحكام الأعدام. |
Cezalar için param var. Hemen dönerim. | Open Subtitles | لدي من المال ما يغطي هذه الغرامات سأعود بعد وهلة |
Cezalar, aslında ödemen gereken asgari tutarlar. | Open Subtitles | الغرامات هي الحد الأدنى مما كان عليك أن تدفعه |
Cezalar orijinal kesintiden daha fazla. | Open Subtitles | الغرامات أعلى من الخصم الأصلي. |
Cezalardan "kaktırmadan" kurtulmalıyız | Open Subtitles | -صحيح, أجل, حسناً ... علينا ان "نتراوغ" الغرامات النقابية |