Ama tuhaf bir şekilde, senin için umudum arttı. | Open Subtitles | ولكن الغريب أنه يعطيني بعض الأمل فيك |
Ünlü olmak çok tuhaf bir şey, bir gün önce size iyi davranan insanlar sizden ölümüne nefret ediyor ve arkanızdan konuşmaya başlıyor. | Open Subtitles | rlm; من الغريب أنه عندما يكون المرء ذو شعبية، rlm; |
Cenazeye gelmemiş olması çok tuhaf, değil mi? | Open Subtitles | من الغريب أنه لم يظهر فى الجنازة ، أليس كذلك ؟ |
Burada durmamız çok tuhaf. | Open Subtitles | من الغريب أنه يجب أن نتوقف هنا |
Garip gelecek ama, bunun da ayrı bir havası var. | Open Subtitles | ولكن من الغريب أنه من الرائع أن أحد لا يعرف |
Gariptir ki hiç bir komşuları onların taşındığının farkına bile varmamıştı. | Open Subtitles | و الغريب أنه لم يلاحظ أي من جيرنهم رحيلهم |
Sağlık kulübünde, insanlar vücut çalışıyor ve antrenman yapıyorlar, vücutlarını şekle sokuyorlar ama tuhaf bir şekilde, hiç kimse herhangi bir amaç için yapmıyor bunu. | Open Subtitles | تذهب إلى النادي الصحي، حيث الناس يتمرنون... وهم يتدربون، ويحافظون على الرشاقة لكن الغريب أنه لا أحد يحافظ على رشاقته من أجل شيء ما |
Sağlık kulübünde, insanlar vücut çalışıyor ve antrenman yapıyorlar, vücutlarını şekle sokuyorlar ama tuhaf bir şekilde, hiç kimse herhangi bir amaç için yapmıyor bunu. | Open Subtitles | تذهب إلى النادي الصحي، حيث الناس يتمرنون... وهم يتدربون، ويحافظون على الرشاقة لكن الغريب أنه لا أحد يحافظ على رشاقته من أجل شيء ما |
Feribot servisinin olmaması çok tuhaf. | Open Subtitles | الغريب أنه ليس هناك خدمة عبّارات |
Fakat ışık demetini görememeniz, yalnızca çarptığı şeyi görmeniz Garip. | TED | لكن من الغريب أنه لا يمكنكم رؤية شعاع الضوء, يمكنكم رؤية ما يسلط عليه فقط. |
Fakat Garip şey şu ki, bu dersi 150 sene önce öğrenemedik. Hiç birimiz gerçekten buna inanmıyor. | TED | لكن الشيء الغريب أنه نحن لم نستوعب هذا الدرس بعد ١٥٠ عاما لا أحد منا حقيقة يصدق ذلك |
Babaları çok çirkin ama, ne kadar da güzel kızları var. Bu çok Garip! | Open Subtitles | الأمر الغريب أنه شديد القبح إلا إنه ينجب بنات جميلات |
Gariptir ki, ailesinde bu hastalığa sahip hiç kimse yok. | Open Subtitles | الغريب أنه لا أحد في عائلته لديه تاريخ مع هذا المرض. |
Hayır, Gariptir ki hiç ısırılmamış. - Boynu kırılmış. | Open Subtitles | -كلا، الغريب أنه لم يتم عضه |