Bu şampuan kan lekelerini çıkarıyor, ama-- | Open Subtitles | هذا الغسول يزيل بقع الدم, لكن -كيف تعرفين هذه الأشياء؟ |
Ve bu şampuan, sarışın parlaklığını ortaya çıkarıyor. | Open Subtitles | وهذا... الغسول... ''يبرز شعركِ الأشقر''. |
Ben... Ben sadece bilmeni istedim Ben şampuan son kullandı. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} وددت إعلامك أنّي استخدمت آخر الغسول. |
Temizler misiniz lütfen. | Open Subtitles | المزيد من الغسول |
Temizler misiniz lütfen. | Open Subtitles | المزيد من الغسول |
losyonu orana süremiyorsan, anne bu gece eve geldiğimde senin için sürerim. | Open Subtitles | إن كنت لا تستطيعين وضع الغسول على هذه المنطقة فسأضعه لك عند عودتي إلى البيت الليلة |
losyonu sepete koyarak seni iyi bir şekilde hayâl etmeye devam ettim. | Open Subtitles | فقط ظللت أتخيلك في بئرٍ ما، تضع الغسول في السلة. |
Sanırım losyonu kovaya atıp kuyudan tırmanarak kaçtın. | Open Subtitles | إذن أظن أنك قمت "بــإرجــاع الغسول إلى السلة" Silence of the Lambs": إقتباس من فيلم" وشققت طريقكَ إلى الخارج؟ |
Damien neden parlatıcı losyonu sever biliyor musun? | Open Subtitles | أتعلمين لِمَ يحبّ (داميان) الغسول اللّامع؟ |