Bu hatayı yapma. Moloc bunun devam etmesine izin vermeyecek. | Open Subtitles | لاترتكبي هذه الغلطة مولّك , لن يسمح لهذا أن يستمر |
Birisi bu hatayı yapmış öyleyse artık ben yapamam. | TED | لقد ارتكب أحدهم هذه الغلطة وبهذا لا أستطيع عملها الآن. |
Ayni hatayı onla da yapmak istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد اقتراف نفس الغلطة التي أجريتها معك |
Hayır, sen hata falan değilsin. Kız kardeşin bir hata. | Open Subtitles | لا, أنتِ لم تكوني غلطة أختكِ هي من كانت الغلطة |
Hayır, sen hata falan değilsin. Kız kardeşin bir hata. | Open Subtitles | لا, أنتِ لم تكوني غلطة أختكِ هي من كانت الغلطة |
Şunu söyleyebilirim ki ben böyle bir hataya düşmeyeceğim. | Open Subtitles | عليّ أن أقول لك ، أن هذه . الغلطة لا أريد تكرارها |
Aynı hatayı tekrarlamayacağım dersiniz. | Open Subtitles | وسوف تستوعبه جيداَ كيف لن تقترف أبداَ نفس الغلطة |
Seni bir kez öldürdüm sanmıştım. Aynı hatayı ikinci kez yapmayacağım. | Open Subtitles | إعتقدت بأنني قتلتك مرة، لن أكرر نفس الغلطة مرة أخرى |
oo adamım, o hatayı ben de yapmıştım bi zamanlar.. | Open Subtitles | آه يا رجل ، لقد عملت هذه الغلطة من قبل |
Hep başıma geliyor. Mesela babam da ölüm döşeğinde aynı hatayı yaptı. | Open Subtitles | فمثلاً، ارتكب أبي نفس الغلطة وهو على فراش الموت |
Bir mermiden kurtulmuş olabilirsin ama, aynı hatayı tekrarlamayacağım. Lana. | Open Subtitles | ربما نجوت من رصاصة واحدة ولكني لن أكرر إرتكاب هذه الغلطة |
Aynı hatayı iki kere yapmayacağını söylemiştin. | Open Subtitles | أعتقد بأنكِ جعلتيني أطمئن أنكِ لن تفعلي نفس الغلطة ثانيةً |
- Büyük bir hata yapıyorsun. - hatayı sen yaptın! | Open Subtitles | أنت ترتكب غلطة كبيرة أنت الذى أرتكبت هذه الغلطة |
Neyse bir hata, olabilir bir hata bir defa bağışlanır. | Open Subtitles | على اى حال .. الغلطة ممكن ان تغتفر مرة واحدة |
Neyse bir hata, olabilir bir hata bir defa bağışlanır. | Open Subtitles | على اى حال .. الغلطة ممكن ان تغتفر مرة واحدة |
Yine de iyice aşık olduğunda, büyük bir hata yaptı. | Open Subtitles | حتى فعلت الغلطة الكبيرة هى أخبرته كم هى تحبه |
Çocuklarımın önünde beni tutuklamaları için ajanlar göndermek Mili Güvenlik'in Kıdemli Müdürü olarak yapacağın son hata olacak. | Open Subtitles | كل ما أعرفه أن إرسال عميلين للقبض عليّ أمام أطفالي ستكون الغلطة الأخيرة ستفعلها بصفتك مدير لمجلس الأمن القومي |
Yaptığım tek hata, üç yıl önce fırsatım varken kafana kurşunu sıkmamaktı. | Open Subtitles | الغلطة التي فعلتها عدم وضع رصاصة داخل رأسك منذ ثلاثة أعوام حين واتتني الفرصة |
hata çoktan yapıldı. Şu anda evrakları hazırlıyorlar. | Open Subtitles | تم ارتكاب الغلطة بالفعل وهم يكتبون الأوراق الآن |
Ama savunmam için şunu söyleyebilirim evliliğin bir kadına neler yaptığını görmüş biriyim ve aynı hataya düşmek gibi bir arzum yok. | Open Subtitles | لكن في دفاعي هل استطيع ان اقول انني رأيت ما يمكن ان يفعله الزواج بالمرأة وانا ليست لدي الرغبة كي ارتكب ذات الغلطة |
Benim yaptığım en ateşli, en aptalca ve en seksi hataydı. | Open Subtitles | لقد كانت الغلطة الاغبى والاكثر اثارة وشهوانية التي سبق ان فعلتها |
Banagelince,suç mahaline dönme hatasını işlediğiiçinsuçluyuyakaladım. | Open Subtitles | أما أنا فقد ضبطت الفاعل لاقترفه الغلطة الكلاسيكية وهي العودة الى مكان الجريمة |
Bay Claud Darrell'in ilk hatası idi. | Open Subtitles | كانت الغلطة الاولى للسيد كلود داريل |