| Doğal olarak seni görmesi için bunu yakın bir arkadaşına anlattı bunun için bende her şeyin yolunda gitmesi için seni görmeye gelip ganimeti benim için saklatmak zorundaydım. | Open Subtitles | أننى قد إستوليت على الغنيمه و بطبيعة الحال فقد أخبر زملاؤه أننى قابلتك و أنك أخفيت الغنيمه لأجلى |
| Hepimiz Heathrow'a gideceğiz, ganimeti alıp ve... | Open Subtitles | سوف نذهب جميعا الى هيثرو ... اجمع الغنيمه و |
| Eğer bu ganimet bizim değilse kimin? | Open Subtitles | لمن تلك الغنيمه ان لم تكن لنا نحن? |
| Yani ganimet havaalanında,öyle mi, Ken? | Open Subtitles | اذا الغنيمه بالمطار .. اليس كذلك كين؟ |
| George müdefaasını değiştirirse, ganimetin nerde olduğunu ilk sana söyler değil mi? | Open Subtitles | اذا قرر جورج تغيير دفاعه سوف يقول لك اولا اين الغنيمه اليس كذلك؟ |
| Suçunu kabul et şimdi, onlara ganimetin yerini söyle, belki 8 yıl, beş buçuk yıl ceza alırsın. | Open Subtitles | اعلن انك مذنب الان وقل لهم اين الغنيمه ربما تحصل على 8سنوات وتخرج بعد 5سنوات ونصف |
| ganimeti çok güvenli bir yere gönderdim. | Open Subtitles | فوضعت الغنيمه فى مكان امى |
| Temudjin ganimeti bizimle paylaşıyor. | Open Subtitles | تيموجين سيشركنا في الغنيمه |
| ganimeti dağıttı. | Open Subtitles | لقد تخلي عن الغنيمه |
| Hayır,ganimet Fulham'da bir garajdaymış. | Open Subtitles | لا الغنيمه فى مرآب فى فولهام |
| O bir ganimet aramanın arıyordu . | Open Subtitles | لقد كان يبحث عن الغنيمه |
| Jamukha ganimetin büyük kısmını aldı. | Open Subtitles | لقد اخذ جاموها لنفسه اكبر نصيب من الغنيمه |
| ganimetin yerini bilen ve seni tutuklarlarsa. | Open Subtitles | انه يعرف اين توجد الغنيمه واذا قبض عليك |
| George ganimetin yerini değiştirdi? | Open Subtitles | نقله نقل جورج الغنيمه |