| Bir çok zengin kadın ve mücevher olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك الكثير من النساء الثريه المجوهرات الغنيه |
| zengin ve kudretli Hapsburgların soyundan geliyorlar. | Open Subtitles | انهم جزء من عائلة هابسبورغ الغنيه والقويه |
| Sadece parasını veren üç tane zengin yabancı şehri dert etsek yeter. | Open Subtitles | ليس علينا سوى ان نقلق حيال الثلاث مدن الاجنبيه الغنيه الذين يدفعون ثمنه |
| ve bunun olabilmesi için hem zengin hem fakir tüm hükûmetlerin benzer şekilde doğum kontrolünü birincil öncelik hâline getirmesi gerekir. | TED | وليحدث هذها , يجب ان كلا من الحكومات الغنيه والفقيره تضع موانع الحمل من اولوياتها . |
| Ben de onun zengin ve çirkin annesiyle serveti için evlendim. | Open Subtitles | تزوجت امها الغنيه والقبيحه من اجل المال |
| Bana şımarık zengin kız kartını oynama. | Open Subtitles | لا تلعب ببطاقة الفتاه المدلـله الغنيه |
| zengin aile farklı oynuyor. | Open Subtitles | العوائل الغنيه هم لعبة كرة مختلفه |
| Oh, Wendy'nin. zengin olan o. | Open Subtitles | انه بيت ويندى هى الغنيه |
| - O Wendy'nin. zengin olan o. | Open Subtitles | انه بيت ويندى هى الغنيه |
| Ama zengin kızlar adamı bozar. | Open Subtitles | الدجاجه الغنيه تفزع |