Ben de son derece ölümcül engereği sabah kafesinde görmüştüm. | Open Subtitles | وأنا رأيت الأفعى الفتاكة بشكل لا يُصدق في الصباح أيضاً. |
Avustralya 1950'lerden bu yana vahşi tavşan nüfusunun büyümesini kontrol edebilmek için, ölümcül hastalıklar getirmişlerdir. | TED | منذ خمسينات العام 1950، تقوم أستراليا بإدخال الأمراض الفتاكة إلى الأرانب البرية للتحكم بنمو أعدادها. |
Anonim öldürücü silahlar, her tür çakışan çıkarlar için kolay yol olarak ölümcül eylem yapabilirler. | TED | الأسلحة الفتاكة المجهولة يمكن أن تجعل العمل مميت وخيار سهل لكل من المصالح المتنافسة. |
Ama burada uğraştığım şey... dünya üzerinde görülmüş en ölümcül maddelerden biri. | Open Subtitles | هو من أخطر المواد الفتاكة التي شهدها العالم قط. |
Dünyanın ücra köşelerindeki ölümcül hastalıklarla savaşmaya gitmeniz gerekir diye düşünmüştüm. | Open Subtitles | كنت اعتقد انك ذاهبة لقتال بعض الأمراض الفتاكة في زوايا بعيدة من العالم |
Ama son derece ölümcül engerek, tüm hayvanlar âleminin en dost canlısı ve en az tehlikeli hayvanlarından biri. | Open Subtitles | لكن الأفعى الفتاكة بشكل لا يُصدق هي من أكثر الحيوانات ودية وأقلها خطراً في كامل مملكة الحيوان. |
Ama adı son derece ölümcül engerek. | Open Subtitles | لكنها تدعى الأفعى الفتاكة بشكل لا يُصدق. |
Bir sonraki toplantımızda son derece ölümcül engereği tanıtacağım ve kaçmış gibi yapacağım. | Open Subtitles | في اجتماعنا التالي، سأقدم لهم الأفعى الفتاكة بشكل لا يُصدق، ثم أتظاهر بأنها هربت. |
Son derece ölümcül engerek, hayvanlar âleminin en dost canlısı ve tehlikesiz hayvanlarından biri. | Open Subtitles | الأفعى الفتاكة بشكل لا يُصدق واحدة من المخلوقات الأقل خطورة والأكثر ودية في مملكة الحيوان. |
Adı üzerinde, son derece ölümcül engerek. | Open Subtitles | إنها تُدعى الأفعى الفتاكة بشكل لا يُصدق. |
Son derece ölümcül engereğin zararsızlığını da kanıtlarız. | Open Subtitles | ويمكننا إثبات أن الأفعى الفتاكة بشكل لا يُصدق لن تؤذي أحداً. |
ölümcül 13. | Open Subtitles | الـ13 سيف الفتاكة يُمكن أن تُحسّ |
Monty amcayı son derece ölümcül engerek öldürmedi. | Open Subtitles | الأفعى الفتاكة بشكل لا يُصدق لم تقتل العم "مونتي". |
Son derece ölümcül engerek. | Open Subtitles | إنها الأفعى الفتاكة بشكل لا يُصدق. |
Son derece ölümcül engerekle mi? | Open Subtitles | مع الأفعى الفتاكة بشكل لا يُصدق؟ |
"Son derece ölümcül engerek, sineği bile incitmez. | Open Subtitles | "الأفعى الفتاكة بشكل لا يُصدق لن تؤذي ذبابة. |
çünkü ünleri bir şekilde ölümcül. | TED | بسبب بعض من سمعتهن الفتاكة. |
Bir sonraki ölümcül HIV türünü belirlememize yardımcı olacak daha yeni ve daha güçlü araçlar geliştiriyoruz ve bunun B alt tipi olmayan virüslerin davranış ve uygun tedavisi hakkında acil bir araştırma ile beraber kullanılması gerekiyor. | TED | نقوم بدمج أدوات جديدة وأكثر قوة لتساعدنا في الكشف عن سلالة الإيدز الفتاكة القادمة، وهذا يتطلب أن نسير جنبا إلى جنب مع البحث الطارىء لسلوك والمعالجة السليمة للفرعيات غير B. |
Swallow Falls ölümcül yemek canavarlarıyla çevrelenmiş. | Open Subtitles | جزيرة (شلالات السنونو) محاصرة بكثير من الوحوش الغذائية الفتاكة |
Son derece ölümcül engerek. | Open Subtitles | الأفعى الفتاكة بشكل لا يُصدق. |