| Zavallı çocuk sadece bir çıkış rolü arıyormuş ama işleri hep sarpa sarmış. | Open Subtitles | كان الفتى المسكين يحاول القبض عليه وبدلاً من ذلك داس على براز الكلب |
| Zavallı çocuk, sadece bir piyonmuş. Niye yaptığını bile bilmiyormuş | Open Subtitles | الفتى المسكين كان مجرد بيدق وليس لديه فكرة عمّا تورّط به |
| Bir çocuk hariç, Zavallı çocuk benden korkardı. | Open Subtitles | ماعدا واحد فقط , ذلك الفتى المسكين كان يخاف منى |
| Şimdi de şu zavallı çocuğun peşindesin. | Open Subtitles | وها أنت الان تسعي للنيل من هذا الفتى المسكين مثل الثيران |
| İlaçlarım orada, şortlarım orada. Ve Lou, zavallı adam, meraktan çatlamıştır. | Open Subtitles | علي أخذ أدويتي و سراويلي و لو ، الفتى المسكين لا بد أنه منهار الآن |
| Notlarını yükseltmek için zavallı çocuğu kullanıyorsun. | Open Subtitles | أنت تستغلين ذلك الفتى المسكين لتزدهرى فى المدرسة |
| İlkokulda o zavallı çocuğa yapmadığım eziyet kalmamıştı. | Open Subtitles | إعتدت أن أزعج ذلك الفتى المسكين عندما كنا فى المدرسة الابتدائية |
| Zavallı çocuk, benim için üzülmüyor musun? | Open Subtitles | الفتى المسكين , الفتى المسكين الا تشعر بسوء علي؟ |
| Zavallı çocuk , buhar makinesiyle vuruşyor. | Open Subtitles | الفتى المسكين كان يمارس الجنس مع حافظة الملفات ليُطلق منيّه |
| Zavallı çocuk etrafta tedirgin kovboy gibi dolanıyor. | Open Subtitles | الفتى المسكين , يتمشّى بالجوار كراعي بقر قلق |
| Zavallı çocuk, duvarın üstündeyken ayağı kaymış olmalı. | Open Subtitles | الفتى المسكين لا بد أن رجليه انزلقت من على السور |
| Zavallı çocuk boynunu kırmış. Hemen burada çürükleri görebilirsin. | Open Subtitles | الفتى المسكين كسر عنقه يمكنك أن ترى الكدمة هنا |
| Zavallı çocuk zar zor kazandığı parayı bana harcıyor. Acıdım. | Open Subtitles | ذلك الفتى المسكين يصرف ما يناله من مالٍ عليّ، هذا مُحزن. |
| Senin aşağıdaki kız yüzünden zavallı çocuğun kalbi kırık. | Open Subtitles | الفتى المسكين كان حزيناً على فقده فتاتك هناك |
| zavallı çocuğun yanında bir sen varsın. | Open Subtitles | الفتى المسكين يردك أن تكون دائماً موجوداً لأجله |
| Yani biri bu zavallı çocuğun kesinlikle ölmesini istemiş. | Open Subtitles | اعني أن أحدهم حقاً أراد لذلك الفتى المسكين أن يموت |
| Onu da böyle öpüyorduysan şaşacak bir şey yok! zavallı adam. | Open Subtitles | تقبيله بهذه الطريقه أنا لم أتفاجئ, هذا الفتى المسكين |
| Evet de o zaman zavallı adam ölür çünkü bunu yaparsan kalbi doğrudan göremezsin. | Open Subtitles | نعم, وهذا حينما يمون هذا الفتى المسكين لأنه عنما تفعل هذا, لن تحصل على رؤية مباشرة |
| Böylece o zavallı çocuğu yaptığın bütün iğrenç ve edepsiz şeyleri anlatabilirsin. | Open Subtitles | وبهذه الطريقة تستطيع أن تخبرني عن كل الأشياء المقرفة التي فعلتَها لذلك الفتى المسكين. |
| zavallı çocuğa işkence edilmiş. | Open Subtitles | هذا الفتى المسكين قد تعرّض للتعذيب. |
| Zavallıcık en azından münasip bir şekilde gömülecek. | Open Subtitles | على الأقل الفتى المسكين سيحظى بدفناً لائقاً |
| Çocukcağız ısrarla asker hareketleri ya da casuslarla ilgili bir şey bilmediğini söylüyordu. | Open Subtitles | أصر الفتى المسكين أنّ كان لا يعرف شيئاً عن تحركات الجنود أو الجواسيس. |
| Maalesef bu zavallının hikayesi sır kalacak. | Open Subtitles | لكن، للآسف، الكثير من قصة مصرع هذا الفتى المسكين حسناً، لابد أن تظل لغزا |
| Zavallı bebeğim. | Open Subtitles | أيها الفتى المسكين. |
| Tanrı bu şekerlemeleri burada hapis yatan zavallı çocuklar için gönderdi. | Open Subtitles | فليرسل الرب رحمته الجميلة على الفتى المسكين المسجون هنا |