Akash, Pooja hayatındaki kişiden bahsederken ilk defa hayatıma giren kızları düşündüm. | Open Subtitles | أكاش , عندما أخبرتني بوجا عن الفتي الذي بحياتها لأول مرة فكرت بكل الفتيات اللاتي كن بحياتي لقد كنت مجذوبا إليهن كلهن |
Ve şimdi seni istemeyen o liseli kızları bile elde etmeye çalışıyorsun. | Open Subtitles | أنت على التلفاز. لذا كنت تريد أن تعود إلى كل تلك الفتيات اللاتي لم يقدرنك وأنت في الثانوية. |
Her neyse... Kariyerim boyunca o yaşlardaki kızların pek de dizlerini parçaladığını görmedim. | Open Subtitles | على أية حال، في مهنتي رأيت العديد من الفتيات اللاتي أصبن في ركبهن |
Kraliçe tacını eve götüren kızların ortak bir özelliği olur. | Open Subtitles | الفتيات اللاتي يأخذن هذا التاج للمنزل جميعهم لديهم شيء مشترك |
Ne bileyim, sırf kalçaları sarkmaya kolları şişmeye başladı diye şapşal ergenlerden birine kanaat eden o kızlardan olmak istemiyorum sadece. | Open Subtitles | لا أعلم, فقط لا أريد أن أكون إحدى تلك الفتيات اللاتي يستقرن على إحدى الفتيان الحمقى فقط لإن مؤخراتهن بدأن بالترهل |
Elbise sattığın her kızla yatıyor musun? | Open Subtitles | هل ضاجعت أي من الفتيات اللاتي تبيع لهن الفساتين |
İneklere, hoşlandığım kızlara, kısaca herkese atıyorum. | Open Subtitles | أرميها على الأذكياء، أو الفتيات اللاتي يعجبنني لا يهم |
Ortaokuldaki kızlarla aynı değiller mi? | Open Subtitles | ألسن هن نفس الفتيات اللاتي تعرفنا عليهن في المدرسة الإعدادية |
Ve camına taş atan kızları da erteliyorsun. | Open Subtitles | ووقفاَ عن الفتيات اللاتي يرمين الصخور عبر نافذتك |
Özlediği tüm kızları gezmen için seni mi gönderdi? | Open Subtitles | هل طلب منك ان تأخذي جولة لكل الفتيات اللاتي يفتقدهن؟ |
Ben geleneksel giyimli kızları sevmiyorum. | Open Subtitles | لا تروقني الفتيات اللاتي يلبسن بطريقة هندية تقليدية |
Bu köyde, okumayı seven kızların sayısı pek fazla değil. | Open Subtitles | ليس هناك الكثير من الفتيات اللاتي يحببن القراءة في هذه القرية |
Sahip olduğun tüm kızların kafaları öylesine karışık ki; tabii ben hariç! | Open Subtitles | كل الفتيات اللاتي لديك محطمات نفسيا عداي أنا |
Şey, şöyle söyliyeyim takıldığı kızların kalitesi ya da zekası seninki ile pek bağdaşmıyor. | Open Subtitles | حسنا، دعينا نقول فقط الفتيات اللاتي اعتاد مرافقتهن لم يكن لديهن مستواكِ |
Jackie, tanıştığım en tatlı kızlardan. Kimse onu incitmez. | Open Subtitles | إنها من أفضل الفتيات اللاتي قابلتهن في حياتى لا يوجد من يريد إيذائها |
Hayır. Babamın filme aldığı kızlardan birini. | Open Subtitles | إحدى الفتيات اللاتي ظهرن في أفلام والدنا |
Tanıdığı bir kızla benim bir ilgim olduğunu zannetti. | Open Subtitles | يعتقد أن لي علاقة بأحد الفتيات اللاتي يعرفهن |
Tanışacağımız her kızla tanışabilirdik. | Open Subtitles | فنحن كنا سنقابل كل الفتيات اللاتي كان مقدر لهن أن نقابلهن يومًا ما |
Senden önceki kızlara olan buydu işte. Sana da böyle yapacaktı. | Open Subtitles | هذا ما أصاب الفتيات اللاتي سبقنكِ، وهذا ما كان سيصيبكِ |
Siz, daha çok, American Idol izleyen kızlara zarar veren kızlara benziyorsunuz. | Open Subtitles | بالواقع, تبدون كفتيات اللاتي يضربن الفتيات اللاتي يتابعن أميركان آيدول |
Bu tip kızlarla takılıyordu demek. | Open Subtitles | إذاً هذا هو نوع الفتيات اللاتي يتسكع معهن ؟ |
Güzel. Çünkü grubun önünü tıkayan kızlarla ilgili ne düşündüğümü bilirsin. | Open Subtitles | هذا أفضل لأني أكره الفتيات اللاتي تعيق عملنا |
Oje sürmeyi ve yüz bakımı yapmayı düşünmeye vakti olan kızlar. | Open Subtitles | الفتيات اللاتي يجدن الوقت لوضع طلاء الأظافر وتجميل الوجه |