Hep diğer herkesten iki bardak önde olan kızları ara. | Open Subtitles | دائماً انظر على الفتيات اللواتي يحتسون شراباً مضاعفاً عن الجميع |
İstemediğin kızları vuracaksın. | Open Subtitles | الفتيات اللواتي لا تعجبك قم بضربهم بالرصاص |
Bunlar, kötü adamlarla bu ağacın dibinde birlikte olan kızlardan kalmış. | Open Subtitles | هذه سراويل الفتيات اللواتي كنّ تحت هذه الشجرة مع رجال أشرار |
Belki de onu çok seven kızlardan biri, öldürecek kadar da kıskanmıştır. | Open Subtitles | لكن ربما إحدى تلك الفتيات اللواتي أحبّوه كثيرًا كانت غيورة كفاية لقتله |
Sen de yattığın kızlara daha iyi davranmayı öğrenmelisin belki de. | Open Subtitles | وربّما عليك أن تتعلّم كيف تعامل الفتيات اللواتي تضاجعهنّ بطريقة أفضل |
Dünya, kızların kendi kendilerini destekleyebilecek türden bir yer değil. | Open Subtitles | العالم ليس متعاونا مع الفتيات اللواتي لا يستطعن دعم أنفسهن |
Hayır, şapkalı kızlarla vaktini harcama, genellikle düzgün olurlar. | Open Subtitles | لاتُضِع وقتك على الفتيات اللواتي يرتدين القبعات, فغالباً مايكُنّ شريفات |
Baba, hiç o yarışmalara katılan kızları gördün mü? | Open Subtitles | أبي ، ارأيت الفتيات اللواتي يلتحقون بالمسابقة؟ |
Ben bir rol hak eden kızları... seçmek üzere görevlendirildim. | Open Subtitles | لقد تم اختياري كي أختار الفتيات اللواتي يستحقون الدور |
İçin rahatlayacaksa gördüğümüz fahişelere biz sosyete kızları derdik. | Open Subtitles | الفتيات اللواتي خرجت معهن كن عاهرات أيضا ولكننا كنا نناديهن بالمبتدئات |
İstemediğin kızları vuracaksın. | Open Subtitles | الفتيات اللواتي لا تعجبك قم بضربهم بالرصاص |
Sayıları çeken kızlardan biriyle biraz yakınlaştım. | Open Subtitles | عقدتُ صداقة مع أحدى الفتيات اللواتي يسحبن الأرقام |
Şu pastadan çıkan kızlardan bulmalıyız. | Open Subtitles | يجب أن نحضر واحدة من تلك الفتيات اللواتي يقفزن خارجا من الكعكات |
- Ben iştahı yerinde olan kızlardan hoşlanırım. Ve bunun yanında bu cevapla sınıftaki kızların yarısını eledin. | Open Subtitles | وأيضاً بهذه الإجابة نقص عدد الفتيات اللواتي ممكن أن تكوني واحدة منهن إلى النصف |
Gözlük takan kızlara ne derler bilirsin. | Open Subtitles | أتعرف ما يقولون عن الفتيات اللواتي يرتدن النظارات ؟ |
Pekala, Donna'yla tanışmadan önce takıldığım bazı kızlara bir göz atalım. | Open Subtitles | حسنا لنلقي نظرة على بعض الفتيات اللواتي كنت أتسكع معهن قبل أن ألتقي دونا |
Pekala, Donna'yla tanışmadan önce takıldığım bazı kızlara bir göz atalım. | Open Subtitles | حسنا لنلقي نظرة على بعض الفتيات اللواتي كنت أتسكع معهن قبل أن ألتقي دونا |
Stumai; en büyük ödülünün, akıl hocalığı yaptığı kızların kendilerine inanmaya başlamalarına ve başarılı olmalarına tanıklık etmek olduğunu söylüyor. | TED | تقول ستوماي إن أعظم مكافأة لها هي مشاهدة الفتيات اللواتي أرشدتهن تبدأ في الإيمان بأنفسهن وينجهن. |
Birlikte olduğum kızların çoğunda rol yapmak zorunda kalırdım. | Open Subtitles | مع أغلب الفتيات اللواتي أحببتهنّ, كنت ألعب دورًا. |
Tepelerde yaşayacak, gürültülü sarı bir spor arabaya binip 1.80 boyunda 45 kiloluk kızlarla yatacaktım. | Open Subtitles | كنت سأعيش فى التلال وأقود سيارة سباقات صفراء و أضاجع الفتيات اللواتي بطول 6 أقدام و يزنون 89 باوند |
George, sonsuza kadar çocuğun yaşındaki kızlarla takılamazsın. | Open Subtitles | جورج ، لا يمكنك الاستمرار في الخروج مع الفتيات اللواتي في نصف سنك الى الابد |
Ben sadece, benimle yatmak isteyen kızlarla yatarım. | Open Subtitles | أنا فقط أنام مع الفتيات اللواتي يرغبن بالنوم معي |