Bu kızlar okulda bütün zaman boyunca bunu yapmıyorlar mı? | Open Subtitles | تعرفين ، تلك الفتيات في المدرسه والـلاتي ،يفعلنها طول الوقت |
Hadi ama, şehirde bir kızlar gecesi yapmak eğlenceli olabilir. | Open Subtitles | بربك، قضاء ليلة مع الفتيات في البلدة قد يكون مسليًا |
Bakın; şu ortadaki yükseltinin halihazırda okula giden kızları var. | TED | أنظروا: تلك الحدبة الضخمة في المنتصف بالفعل الفتيات في المدارس. |
Eğer onları tutuklarsak Amerika'da o kızları toplayan kimse onu ortadan kaldırırlar. | Open Subtitles | لو أعتقلناهما , سوف يشيان بالذي يتاجر بتلك الفتيات في الولايات المتحده |
Buna ek olarak iklim bilimciler kızların eğitim ve öğretimini küresel ısınmayı tersine döndürecek 80 faaliyetten altıncısı seçti. | TED | إضافة إلى ذلك، صنف علماء المناخ مؤخراً تعليم الفتيات في المرتبة الـسادسة من أصل 80 حدث لوقف الاحتباس الحراري. |
Bence şefkat gerçekten rehabilitasyondaki kızlardan geliyor çünkü birbirimize çok bağlıyız. | TED | أعتقد أن التعاطف يأتي حقًا من الفتيات في إعادة التأهيل لأننا نعتمد على بعضنا البعض كثيرًا. |
Tituba ilk başta kızlara zarar verdiğini kabul etmedi. | TED | لقد أنكرت تيتيوبا الاتهامات الموجهة لها بإيذاء الفتيات في البداية. |
Ama biliyoruz ki bir sürü bankada, bir sürü kız var onun için. | Open Subtitles | هناك المزيد من الفتيات في العديد من البنوك |
Belki kızlar, porno kasetleri ve cesetler arasında bir ilişki vardır. | Open Subtitles | ربما يكون هناك علاقة بين الفتيات في الأشرطة الإباحية و ضحايانا |
kızlar sessizliğe zorlandılar. Durumlarında iyileştirme olacağına dair sözler verildi. | Open Subtitles | لقد تلاعب بهولاء الفتيات في الخفاء ووعدهم بإجرائات لتحسين أحوالهم، |
kızlar, cennetimiz için kendilerini en tatmin edecek hizmeti seçebileceği eğitim programlarına katılırlar. | Open Subtitles | يتم وضع الفتيات في برامج تعليمية ليكتشفوا مهنة للمساهمة في جنتنا وتشعرهم بالرضى |
kızlar, cennetimiz için kendilerini en tatmin edecek hizmeti seçebileceği eğitim programlarına katılırlar. | Open Subtitles | يتم وضع الفتيات في برامج تعليمية ليكتشفوا مهنة للمساهمة في جنتنا وتشعرهم بالرضى |
Beni istediğiniz yere gönderin ama bu kızlar her an evsiz kalabilirler. | Open Subtitles | الجميلة. أرسل لي أينما تريد، ولكن والمحرومين هؤلاء الفتيات في الوقت الراهن. |
Masaj salonundaki kızlar en az altı peder gördüklerini söyledi. | Open Subtitles | الفتيات في الصالون قالت أنهن رأوا ست كهنة على الأقل |
kızları arabaya sıkıştırdıktan sonra Disneyland'e benzeyen bir yere götürürüz. | Open Subtitles | سنحشر الفتيات في السيارة في اي مكان يشابه ديزني لاند |
Partide o da vardı. Onu geçen hafta kızları bıraktıkları ambarda görmüştüm. | Open Subtitles | كان في الحفلة, رأيته في المستودع حيث أحضروا الفتيات في الأسبوع الماضي |
Setteki kızları ben de becermek isterim. Hepsini. Annelerini de. | Open Subtitles | أنا أريد مضاجعة كُل الفتيات في المسلسل, جميعهن, وأمهاتهن أيضًا. |
Bu, okula gitmeyi başarıp onun gibi hayatını garantileyebilen kızların sayısını katlıyor. | TED | وهذا ضاعف عدد الفتيات في المدارس وفي تأمين سبل العيش كما فعلت. |
kızlardan biri, yarışmaya iki dakika kala gitti. | Open Subtitles | دقيقتان قبل أن يبدأ الموكب وإحدي الفتيات في الدور النهائي تنسحب |
Kısa sürede yaşıtım kızlara göre daha çok olgunlaştım. | Open Subtitles | بدأت في النضج أكثر من بعض الفتيات في عمري. |
Bu hapishanede çok sayıda uyuşturucuya başlama riski olan genç kız var. | Open Subtitles | أن هناك العديد من الفتيات في خطر المخدرات بالسجن |
Okuldaki kızlarla takılmayı denedim ama bu sefer işler iyice karıştı. | Open Subtitles | انا حاولت ان امارس مع الفتيات في المدرسة لكن ذلك تعقد |
Roma'da bir sürü genç kız varken, niye bana geldin? | Open Subtitles | مع كلّ أولئك الفتيات في "روما", لماذا تعود لي؟ |