Bu çocukları bir şakaya alet etmenizin bir sebebi var mı? | Open Subtitles | أهناك أي سبب تريدين فيه إستغفال هذه الفتيه بأتصال المساعدة |
Ayrılın. Buradan gidin. Venedik ten gidin, ve bu çocukları rahat bırakın. | Open Subtitles | ارحلوا ، ارحلوا من هنا و من فينسيا و اتركوا هؤلاء الفتيه لشأنهم |
Ayakkabılarının rengine gülen çocukları kıçından vuran bir psikopatın tabancasını saklıyor." | Open Subtitles | انه يخبيء مسدس من أجل جارنا السيكوباتي والذي يطلق الرصاص علي ظهر الفتيه اذا سخروا من لون حذائه |
Bilmediğim birileriyle dışarı çıkmış. çocuklardan biri, Dan, burada çalışıyor. Buranın sahibiyle görüşmeyi umuyordum. | Open Subtitles | و احدى هؤلاء الفتيه يعمل هنا و كنت اتمنى الاتصال بالمالك |
Geri zekalılar akademisindeki çocuklardan birinin olmalı. | Open Subtitles | لا شك أنها تخص أحد الفتيه من أكاديمية المعوقين |
Çocukların elinde sürekli çalışmayan yeni şeyler var. | Open Subtitles | الفتيه دائما ما يحصلون على اشياء جديده لا تعمل |
Ama diğer Çocukların beni istediğinden emin değilim. | Open Subtitles | لكت لا أعرف إن كان الفتيه الآخرون يرغبون في وجودي |
Bu çocukları gecenin bir yarısı ayakkabısız bir şekilde ormana doğru takip edeceksin. | Open Subtitles | ستطاردين اولئك الفتيه في منتصف الليل وسيكون عليكِ المشي حافية في الغابه |
Bu çocukları da benim kadar o kampa gitmek istiyorlar. | Open Subtitles | واولئك الفتيه بقدر ما أود ذلك. |
Unut o çocukları. | Open Subtitles | انسى امر هاؤلاء الفتيه |
Unut o çocukları. | Open Subtitles | انسى امر هاؤلاء الفتيه |
Bu çocuklardan birisi hayal bile edemeyeceği bir hediye kazanacak. | Open Subtitles | اضافة لذلك .احد هؤلاء الفتيه. سيحظى بجائزة خاصة |
Zamanında ben de bu çocuklardan biriydim. | Open Subtitles | فقلقد كنت أحد هؤلاء الفتيه. |
Yani bu çocuklardan biri Jason. Diğeri de Charlie. | Open Subtitles | إذًا أحد هذين الفتيه هو (جايسون) والآخر هو (تشارلز) |
Şanslısın. Çocukların donöre bağlanmış oldukları için şanslısın. | Open Subtitles | حسناً، أنتِ محظوظه أنتِ محظوظه، بأن الفتيه وثقة العلاقة مع المتبرع. |
Futbol kariyerleri bitince bu Çocukların başına aynı şey geliyor. | Open Subtitles | عندما تنتهى مسيره هؤلاء الفتيه مع كره القدم يُصبحون هكذا ، نَكره |
Baban o Çocukların ne düşündüğünü çok iyi biliyor. | Open Subtitles | والدكِ يعرف تماماً فيما يفكر فيه أولئك الفتيه |
O Çocukların kaybolduğu gün oğlunu getirdi. | Open Subtitles | أحضرت إبنها في اليوم الذي تلى إختفاء أولئك الفتيه |