Derin uzay pilotlarının onlar hakkında konuştuklarını duymuştum. | Open Subtitles | لقد سمعت طياري الفضاء السحيق يتحدثون عنهم. |
Kapı 17 kapanıyor. Derin uzay araştırması. Oldukça da uzağa gelmişiz. | Open Subtitles | لاستكشاف الفضاء السحيق لقد ابتعدنا جداً، هل تسمعين هذا ؟ |
Captain, Derin uzay iletişimi yakaladım. | Open Subtitles | كابتن، اعترضت تواً بثاً من الفضاء السحيق |
Böylece Derin uzayın boşluğuna açıldılar sadece gemileri ve cesaretleri vardı. | Open Subtitles | لذا فقد تجولوا بغياغيب الفضاء السحيق بلا شيء سوى إصرارهم ومركبتهم |
Derin uzayın vücut üzerindeki etkilerini test etmek için. Stres altındayken nasıl tepki verdiğimizi anlamak için. | Open Subtitles | كي يختبروا تأثير الفضاء السحيق على الجسد كي يروا أفعالنا تحت الضغط |
Uzay boşluğunda korkunç bir düşman, kendini masum insanoğlunun üstüne çöreklenmek için hazırlamıştı. | Open Subtitles | والآن عبر ذلك الفضاء السحيق بدأ شر فظيع فى التجهيز لإطلاق ويلاته على الجنس البشرى الغافل |
Uzay boşluğunda korkunç bir düşman, kendini masum insanoğlunun üstüne çöreklenmek için hazırlamıştı. | Open Subtitles | والآن عبر ذلك الفضاء السحيق بدأ شر فظيع في التجهيز لإطلاق ويلاته على الجنس البشرى الغافل |
Derin uzay böceklerinin, yaşam döngülerini engellemedik. | Open Subtitles | ...لم نغطي دورة الحياة في حشرات الفضاء السحيق لمدرسة جيه أف كيه الثانوية |
Demek Derin uzay görüntüleme ağını bu yüzen sabote ettiler. | Open Subtitles | وهذا هو السبب في أنها خربت إلى الفضاء السحيق مراقبة network-- |
Derin uzay tehditleri gerçektir. | Open Subtitles | هل أخطار الفضاء السحيق حقيقية ؟ ؟ |
Gideon, Acheron'un Derin uzay'daki konumuna doğru yol haritası belirle. | Open Subtitles | (غيديون)، نصبي مساراً لموقع (أكرون) في الفضاء السحيق |
Derin uzayın soğuk atıkları. | Open Subtitles | إنه من مناطق الفضاء السحيق المتجمده |
Uzay boşluğunda 1,5 milyon kilometre seyahat etmek orada Dünya'dan herhangi bir müdahaleden uzakta evrenin doğumuna şahit olmaktı. | Open Subtitles | واحد ونصف مليون كيلومتر في الفضاء السحيق وهناك، بعيداً عن أي تدخل من الأرض، لنشهد ولادة الكون. |