O mantar bulutu gördüğümde aklıma ilk gelen oydu. | Open Subtitles | هذا كان أول شيء فكّرتُ به عندما رَأيتُ غيمةِ الفطرِ |
Seninle ise sadece Harvey'in gölgesi altındaki bir mantar olacağım. | Open Subtitles | مَعك، أنا دائماً سأكون هذا الفطرِ الصغير في ظِلِّ شجرةِ هارفي ما الذي تَقُوله، لويس؟ |
mantar sote için margarine ihtiyacın var. | Open Subtitles | تَحتاجُ زبد نباتي لتَقْلِية الفطرِ. |
Yani mantar yemedikleri sürece. | Open Subtitles | مالم هم كَانوا مَضْغ على الفطرِ. |
mantar bulmak böcek larvaları için sorun değil. | Open Subtitles | إيجاد الفطرِ لَيسَ مشكلة لليرقاتِ |
Hey, Aud, mantar dolması taşıyan adam nereye gitti? Bu bir yetenek. | Open Subtitles | يا , aud، رَأيتَ أين رجل الفطرِ المحشوِ ذَهبَ؟ [ضحك] هو a هدية. |