Daha da önemlisi toplumlarımız için etkili çözümlere yönelik bir model geliştirebiliriz. | TED | ولكن أكثر من ذلك، حيث نتمكن من تطوير نموذج للحلول الفعالة لمجتمعاتنا. |
Deneyin sonucu olarak; Cıvık mantar çok etkili ağlara dönüşüp bu işle uğraşanların problemini çözdü. | TED | كانت نتيجة هذه التجربة أن للعفن القدرة الفعالة لصنع شبكات ذات كفاءة تحل مشكلة البائع الجوال. |
Bu gelişmeler antibiyotiklerin modern bilim alanı için temeli oluşturdu– şu anki en etkili TB tedavisinin evine. | TED | وأصبحت هذه التطورات الأساس لمجال المضادات الحيوية الحديثة حالياً مَنْشَأ لأكثر أدوية داء السل الفعالة. |
Aslında, ilaçlardaki aktif bileşenlerin %80’ni, özellikle Çin ve Hindistan gibi... ...denizaşırı ülkelerden gelmektedir. Üretimi güvenli yapacak... | TED | في الواقع حوالي 80 بالمئة من المكونات الفعالة في الطب الان تاتي من الخارج وبالتحديد الهند و الصين و لا نملك نظام حوكمة |
Evet, işte aradığımız bu. aktif maddesi selenyum sülfid. | Open Subtitles | نعم ،المادة الفعالة به هى كبريتيد السلنيوم |
Sizlere, etkin ve yapıcı algı sürecimizden bir örnek daha vereyim. | TED | دعوني أعطيكم مثالاً آخر عن الإدراك بهذه العملية البنائية الفعالة. |
Ama Security Concepts'te biz, etkili bir polis gücünün çözümün sadece bir parçası olduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | ولكن في المفاهيم الامنية نحن نؤمن بأن قوة الشرطة الفعالة |
Hem kalırsam, bu kocamı yaptığı işi bırakıp gelip bizi kurtarması için ikna etmenin en etkili yolu. | Open Subtitles | إذا بقيت، فإنها الطريقة الفعالة لحث زوجي بأن يتخلى عما يفعله ويأتي لينقذنا |
Bu kadar etkili işkence aletlerini asla icat etmemeliydiniz. | Open Subtitles | ما كان عليه اختراع وسيلة التعذيب الفعالة هذه |
- etkili iş yerleri basit hiyerarşiye dayanır. Romantizm bu hiyerarşiyi bozar. | Open Subtitles | مناطق العمل الفعالة تقوم على أساس تسلسل هرمي |
Bu küresel iletişim dünyasında sermayenin etkili bir biçimde hareket etmesi tarihin en büyük zenginliğinin yaratılmasına yardımcı oluyor. | Open Subtitles | كريستوفر كوكس مدير الـ أس إى سى يونيو، 2 2005 حركة رؤوس الأموال الفعالة تعمل على خلق أعظم ازدهار أنسانى فى التاريخ |
İçinde öldürücü enjeksiyon kullanımı olan ve 5-10 dakika içinde etkili olan etken bileşenin adı nedir? | Open Subtitles | ما هو اسم المادة الفعالة التي تستخدم في الحقن القاتلة و يعمل في غضون خمس إلى عشر دقائق ؟ |
İçinde öldürücü enjeksiyon kullanımı olan, yaklaşık 5-10 dakika içinde etkili olan ve ölüme götüren bileşen hangisidir? | Open Subtitles | ما هو اسم المادة الفعالة التي تستخدم في الحقن القاتلة وضمن من حوالي خمس إلى عشر دقائق يؤدي إلى الموت؟ |
En etkili zihin kontrol yöntemlerinden biridir. | Open Subtitles | وهو من أكثر الأدوات الفعالة للسيطرة على العقل |
Bunun için çok etkili yöntemler var. | Open Subtitles | أتعلم , أن هنالك بعض الحلول الفعالة لذلك |
Bölgeyi cep telefonları için tarayın, aktif ve pasif sinyaller için. | Open Subtitles | افحص المنطقة بحثاً عن هواتف خليوية، كل الإشارات الفعالة وغيرها |
Biber spreyinin aktif bileşeni, kapsaisin'dir. | Open Subtitles | إن المادة الفعالة الكيميائية في بخاخ الفلفل هي الكابساسين |
Birkaç aktif çipi laboratuara götürmeliyiz. | Open Subtitles | يجب أن نوصل الرقاقات الفعالة للمختبر في الحل |
Virüsün aktif bölümlerinin hiç biri yok. | Open Subtitles | كل الاجزاء الفعالة منه مفقودة انه غير ضار |
Security Concepts olarak, etkin polis gücünün çözümün yalnız bir parçası olduğuna inaniyoruz. | Open Subtitles | ولكن في المفاهيم الامنية نحن نؤمن بأن قوة الشرطة الفعالة هي فقط جزء من الحل |
satın almada zekice yollar mevcut..ve bu şekilde satın alma gücü artırılabilir çok verimli araçlar daha hızlı bir biçimde pazara girebilir | TED | هناك طرق ذكية لشراءها و تجميع القوة الشرائية لجلب المزيد من المركبات الفعالة الى السوق بسرعة |
Sarsıntı kuark maddeyi bozmuş. Elektromanyetik izolatörler çöküyor. | Open Subtitles | حسناً الارتجاج عطل المادة الفعالة العوازل الكهرومغناطيسية يقع |