Ama ne zaman insanlara bu korkutucu istatistiklerden bahsetsem, bunun ya fakirlik ya da bakım eksikliğinden olduğunu savunan bir tavırla karşılaşıyorum. | TED | لكن حينما أخبر الناس عن هذه الإحصائيات المروّعة، تكون إجاباتهم بإفتراض أنها بسبب الفقر أو غياب العناية الصحية. |
Bu günlerde çoğu Afrika hikayesi, açlık, HIV ve AIDS, fakirlik ya da savaştan bahsediyor. | TED | معظم القصص الأفريقية في هذه الأيام، تتحدث عن المجاعة، فيروس نقص المناعة المكتسبة والإيدز، الفقر أو الحرب. |
Bu yüzden eğer yoksul bir çocuk belirli bir özelliğe sahipse bunun yoksulluk sebebiyle mi yoksulların kötü genleri olmasından mı kaynaklandığını bilmiyoruz. | TED | فإن طوّر طفل فقير صفة معينة، لا نعرف إن كان هذا بسبب الفقر أو إن كان للفقراء جينات سيّئة. |
Bu oda, yoksulluk veya politika yüzünden, bir koleksiyon vitrini şöyle dursun, onları içine koyacak orta sınıf bir evi dahi karşılayamadan giden nesillerin fedakârlıklarını temsil ediyordu. | TED | فتلك الغرفة كانت تُمثل تضحيات أجيال رحلت أجيال بسبب الفقر أو السياسة لم تستطع تحمل نفقات تلك التحف مجتمعةً ناهيك عن منزل من الطبقة الوسطى، لوضعها فيه |
Zamanımızda kırılganlığa sebep olacak başka birçok büyük riskler de var. Sadece gelir dağılımı eşitsizliği, yoksulluk, iklim değişikliği, dokunulmazlık değil. | TED | أعني أنه يوجد الكثير من المخاطر الضخمة التي ستحدد الهشاشة في عصرنا، ليس فقط فوارق المداخيل أو الفقر أو التغيرات المناخية أو الفساد. |
Bölgemizde yaşayanların yüzde 50'si ya yoksulluk sınırında ya da yoksulluk sınırının altında. Yüzde 25'imiz işsiz. Düşük gelirli vatandaşlar çoğu zaman | TED | هناك 50 في المائة من سكاننا يعيشون عند خط الفقر أو تحته 25 في المائة من بيننا لا يعملون. غالباً ما يستخدم المواطنون ذوي الدخل المنخفض |
Ama İngilizce'yle daha geniş bir muhabbete katılabilirsiniz. Küresel sorunlarla ilgili küresel bir muhabbete katılabilirsiniz. İklim değişikliği veya yoksulluk gibi küresel sorunlarla ilgili muhabbete katılabilirsiniz. Veya açlık veya hastalıklarla ilgili muhabbete katılabilirsiniz. | TED | لكن مع الانجليزية يمكنك أن تكون جزءاً من حوار أوسع. حوار عالمي عن مشاكل عالمية. مثل تغير المناخ أو الفقر. أو الجوع أو المرض. |
Ama yoksulluk bu değil. yoksulluk zayıf olmamız. | Open Subtitles | -لكن ليس الفقر أو الضعف هو مشكلتنا |
yoksulluk çemberi gibi bir şey. | Open Subtitles | "دائرة الفقر" أو ماشابه ذلك |