Bundan çok uzun zaman önce, fok balıkları ulak olarak bilinirmiş. | Open Subtitles | منذ قديم الزمان بالجزيرة المنسية، الناس علموا أنّ الفقمات هم رسل. |
Kutup ayıları, yaşama alanları olan donmuş denizde fok avlarlar. | Open Subtitles | ،الدببة القطبية في بيئتهم المناسبة يصيدون الفقمات على البحر المتجمّد |
Kutup ayılarının günlük mönüsünün çoğunu foklar oluşturur ve onları bulmak için yavrusunu er ya da geç dış dünyaya çıkarmalı. | Open Subtitles | تصنع الفقمات معظم وجباتهم ولتجدهم الأمّ، فعليها أن تقود صغارها للخارج على الثلج للمرّة الأولى |
Genç foklar sürünün baskın erkek üyeleri tarafından kovuluyor. | Open Subtitles | تُطرد الفقمات الصغيرة من المستعمرة من قبَل الذكور المهيمنة |
Deniz Aslanı üreme mevsiminin sonlarında bolca uygulama şansları oluyor. | Open Subtitles | في نهاية موسم توالد الفقمات, يحصلون على الكثير من التدريبات. |
Yapma lütfen, onlar fokları yer, böyle sert vücutları değil. | Open Subtitles | أرجوك أسـماك القرش تذهب وراء الفقمات وليس الاجسام الصلبة |
Görünüşe göre hava iyi olacak. SEAL adasına 45 dakikalık bir gezi olacak, tamam mı? | Open Subtitles | يبدو أن الجو جيد لذا سنصل إلى جزيرة الفقمات خلال 45 دقيقة |
Halkalı fok grupları zayıf güneş ışınlarında güneşlenmek için buzdaki deliklerden yüzeye çıkar. | Open Subtitles | مجموعات الفقمات الحلقيّة تنفذ للسطح عبر فتحات في الثلج لتتمتع بضوء الشمس الواهن |
Annesine yakın durarak gelecekte hayatta kalmasını sağlayacak olan fok avlamayı öğrenecek. | Open Subtitles | ،بالتزامه جانب أمّه ،فسيتعلم كيف تصطاد الفقمات درس هام لبقائه في المستقبل |
fok yiyemedikleri zaman ise başka bir şey yemek zorundalar. | Open Subtitles | وأذا لم يستطيع أن يصطاد الفقمات فأنه يصطاد شيء آخر |
fok yavruları yüzebilecek kadar büyürler ve suyun içinde ortadan kaybolurlar. | Open Subtitles | صغار الفقمات كبرت لتُجيد السباحة و تتوارى عن الأنظار في المياه |
Her bir fok çevresindeki buzdaki en ufak harekete karşı çok hassastır. | Open Subtitles | كل فرد من الفقمات حسّاس جداً لأي حركة على الجليد المحيط به |
fok balıkları anlaşması yattı. Üç tanesi Çad'a giderken ölmüş. | Open Subtitles | صفقة الفقمات فسدت في آخر لحظة ثلاث من الفقمات ماتت في طريقها إلى تشاد |
Ancak foklar karada bile olsa yüzgeçleriyle hızla yaklaşabiliyor. | Open Subtitles | حتى على اليابسة، تنقضّ الفقمات فجأة على زعانفها |
foklar yalnızca bu mevsimde ve yalnızca bu sürüden 10.000 kadar yavru kuş öldürdü. | Open Subtitles | في هذا الموسم بالتحديد على هذه المستعمرة تحديداً تقتل الفقمات حتى 10.000 صغير |
Mönülerinde tekrar sardalyaya yer açan foklar kuşları umursamıyor. | Open Subtitles | إنهم محظوظون ،بعودة السردين على قائمة الطعام فإن الفقمات تتجاهل الأطيش |
foklar soğuktan rahatsız olmadan kışın büyük bir bölümünü buzlu sularda yüzerek geçirirler. | Open Subtitles | تقضي الفقمات معظم فصل الشتاء تسبح في المياه الجليدية، غير مبالية بالبرد |
çok kısa süreliğine olsa dahi hiç yalnız yaşamamıştım, Ve bütün gece boyunca yanımda horlayan Deniz aslanlarıyla birlikte hiç uyumamıştım. | TED | ولم يسبق لي العيش بمفردي لأي فترة من الوقت ولم يسبق لي أيضاً النوم مع الفقمات التي تغط إلى جانبك طوال الليل |
Yani burası gerçek bir çöl, Sadece penguenler için değil Deniz aslanları ve Deniz iguanaları içinde. | TED | إذن فسيكون الحال كما لو أن الجزيرة صحراء قاحلة ليس فقط لطيور البطريق و الفقمات و الإغوانا البحرية |
Her şafakta cape-kürk fokları koloniden ayrılarak balığa çıkar. | Open Subtitles | تَتْركُ كُلّ الفقمات مستعمرتِهم للذِهاب لصيد السمك. |
Buzlar eridikçe, fokları bulmak zorlaşır ve açık denizde Fokların, kaçma şansı daha kolaydır. | Open Subtitles | بينما يذوب الثلج، فإن العثور على الفقمات يصبح أصعب ،وبوجود ماء مفتوح أكثر فيصبح هروب الفقمة أسهل |
SEAL 4'ün rehine kurtarma için nerede olduğunu öğren. | Open Subtitles | واعرف أين وصل فريق الفقمات 4 مع عملية استرداد الرهينة |
Ancak Fokların tek ve esas amacı kurbanlarının midesindeki sardalyaların tadına bakmak oluyor. | Open Subtitles | وكالعادة يتعلق الأمر برمّته للسردين لأن الفقمات في إثْر السمك داخل معدة ضحاياهم |