2001 yılındayız. 2001 Eylül ayı mizah "Muhakeme" yetisine ilk ve son olarak yenik düşüyor. | TED | في 2001 في الموسم التلفزيوني سبتمبر 2001 ، إستسلمت الفكاهة للحكم مرة واحدة وإلى الأبد |
Bir yanda korku ve ilgisizlik, öbür yanda coşku ve mizah ve bu ikisinin arasındaki dinamikler. | TED | هي القوى الحركية بين الخوف و اللا مبالاة من ناحية و الحماسة و الفكاهة من ناحية أخرى. |
Bir de bendeki kaçık espri anlayışı onda da olsa. | Open Subtitles | لو كان لديها فقط نفس حسّ الفكاهة المتخلّف الذي لديّ |
İnsanlar kimi zaman tehlikeli durumlarda gerilimi azaltmak için espri yapar. | Open Subtitles | وأحيانا في الحالات الخطرة الناس تستخدم الفكاهة للتخفيف من حدة التوتر |
Komikliğin ne olduğunu bilirim ve siz komik değilsiniz. | Open Subtitles | اقصد , انا اعلم الفكاهة ولا اعتقد انك تستطيع ان تقدمها |
mizah gerçekten çok güçlü bir koz ve şüphesiz Polonya'da çok etkiliydi. | TED | الفكاهة دورها قوي في تغيير مسار اللعبة ، و بالطبع لقد كانت كبيرة في بولندا. |
mizah hakkındaki en önemli şeylerden birisi de: Acıtması, | TED | و يوجد شئ أخير عن روح الفكاهة : إنها مؤلمة حقاً، |
Özellikle ne yazık ki gereken şekilde kullanılmayan bir mizah türünü kastediyorum. | TED | وأشير بالخصوص الى نوع من الفكاهة والتي لسوء الحظ لا تستخدم بشكل كافي |
İngilizler hakkında hatırlamanız gereken bir şey varsa, o da bizim çok sofistike bir mizah anlayışımız olduğudur. | TED | والشيء الذي يجب أن يُذكر عن الإنجليز، بطبيعة الحال، أن لدينا إحساس راقي جدا من الفكاهة. |
diye sorarsanız, komedi, mizah ve şakalardan bahsederler. | TED | فسيتحدثون عن الكوميديا أو الفكاهة أو النكات. |
İşte bu yüzden beden akıldan daha fazla mizah üretmektedir. | TED | وهذا السبب أن الكثير من الفكاهة هي الجسد الذي يفرض نفسه أمام الرأس |
Bu konuşmayı kim yazdıysa iyi bir espri anlayışı varmış. | Open Subtitles | من الواضح أنّ من كتب هذا الخطاب يتمتّع بحس الفكاهة. |
espri anlayışınızı geliştirmek için 14 sene beklediğinize inanamıyorum ama yine de iyiydi. | Open Subtitles | لا اصدق انك أنتظرت كل هذه المدة لتطوير حس الفكاهة لديك لكنها جيدة |
Bu yüzden Keaton'ın birinci olduğunu söylüyorum. Role espri anlayışı getirdi. | Open Subtitles | هذا ما قلته كيتن رقم واحد يضفي حس من الفكاهة للدور |
Kostümleri anlattığımız hikâyelere espri, komiklik, renk ve öykü netliği katması için kullanıyorum. | TED | أستخدمُ الأزياء لإضفاء روح الفكاهة والكوميديا والألوان ووضوح سردي للقصص التي نحكيها. |
Çarşafların arasında birinin sadece nasıl seviştiğini değil, kibarlar mı, iyi bir dinleyiciler mi ve benim yaşımdaysanız, iyi espri anlayışları var mı gibi birçok şeyi öğrenirsiniz. | TED | تتعلم الكثير بين الشراشف، ليس فقط كيف يمارس هذا الشخص الحب، ولكن إذا ما كان لطيف، إذا ما كان يُصغي وفي عمري، إذا ماكان لديه حس الفكاهة. |
Böyle komik biri olman, insanları kendinden biraz uzakta tutmak istemenden kaynaklanıyor bence. | Open Subtitles | يبدو ان لديك مشاكل حميمية لذلك تستخدم الفكاهة لإبعاد الناس |
Konuşan hayvan esprisi türü tam olarak sonlanmadı. | Open Subtitles | بالتحدث عن الفكاهة بشأن الحيوانات والذي لم تنتهي تماماً، |
Bu kadar ciddiye alacağını düşünmemiştim. Baba, espriler özneldir, tamam mı? | Open Subtitles | أجل ، لم أعتقد أنهم سيأخذونها بهذه الجديّة أبي ، الفكاهة غير موضوعية للغاية ، موافق ؟ |
Stresli zamanlarda mizaha dayanırım biliyorsun. | Open Subtitles | تعلمين أنني أعتمد على الفكاهة بلحظات التوتر |
Beni güldüremezsin çünkü ben şakadan hiç anlamam. | Open Subtitles | لن تقومي باضحاكي فلا أتمتع بحس الفكاهة. |
mizahını bir savunma mekanizması olarak kullanıyorsun. | Open Subtitles | يمكنك استخدام الفكاهة كشكل من أشكال الدفاع عن النفس. |
Düşündüm de, insanların çoğu Komediyi benden daha çok seviyor. | Open Subtitles | يبدو بان معظم الناس يحبون الفكاهة الجيدة أكثر مني |