Yardımımın bir bedeli var. Sizler de federal maaşıyla geçiniyorsunuz. | Open Subtitles | نوع مساعدتي مكلف، و أنتِ تعيشين على راتب المكتب الفيديرالي |
Altına hücum edeceğiz. Sonra federal olacağız. | Open Subtitles | سنسعى خلف الذّهب سنعمل على الصعيد الفيديرالي |
Bakın bu adam federal gözaltında. | Open Subtitles | انظروا، هذا الرجل رهن الاحتجاز للمكتب الفيديرالي. |
FBI'dan efendim. Miami'de bir çatışma olmuş. | Open Subtitles | علمت للتو من مكتب التحقيقات الفيديرالي أنه كان هناك إطلاق للنار في ميامي |
Biz ordunun, FBI'ın, CIA'nin yapamadıklarını yapıyoruz. | Open Subtitles | ونحن نفعل كل ما لا يستطيع فعله الجيش ، وكالة المخابرات المركزية ، ومكتب التحقيقات الفيديرالي |
Ve kanuna göre maden anlaşmazlıklarına sadece Denver'daki federal hakim bakıyor. | Open Subtitles | و القانون يقول كل نزاعات الحقوق المعدنية سوف تقام في دنفر من قبل القاضي الفيديرالي |
Bayan Tascioni, bu kağıt federal mahkemeden bizim davamıza yardımcı olmanıza dair bir yazılı emir. | Open Subtitles | آنسة تاسيوني، هذا أمر من القاضي الفيديرالي يلزمك بالتعاون في تحقيقنا |
federal Soruşturma Bürosu'ndanım. | Open Subtitles | أنا من البيورو الفيديرالي للتحقيقات. |
ABD hükümeti paraya ihtiyacı olduğuna karar verir böylece federal reserve çağrıda bulunur ve 10 milyar dolar sipariş eder. | Open Subtitles | تقرر حكومة الولايات المتحدة أنها تحتاج لبعض المال لذا تتصل بالإحتياطي الفيديرالي و تطلب - لنفترض |
Sekiz milyon dolar nakit. Japonya'nın Nagano şehrinden gelen uluslar arası para sevkiyatı. Lasalle'deki federal kaynakları geçtiler. | Open Subtitles | عملة دولية تم شحنها من "ناغانو" باليابان، وصولا الى الاحتياطي الفيديرالي ببنك"لاسال" |
Davadaki federal savcı Tom Connolly idi. | Open Subtitles | المدَّعي الفيديرالي لتلك (القضية هو (توم كونولي |
- SeaTac'teki federal cezaevine götürülüyor. | Open Subtitles | و (جايسون) ؟ - سننقله إلى مركز الأحتجاز الفيديرالي بـ سايتك - |
Danbury federal Hapishanesi'nden aramanız var. | Open Subtitles | لديك مكالمة "من سجن دنبري الفيديرالي" |
Los Duches federal Hapishanesi | Open Subtitles | سجن "لوس دوتشيس" الفيديرالي |
Sözüm ona, mahkumlar arasında Virginia'daki Monroe'da bulunan federal cezaevindeki bir kütüphaneye ulaşana kadar elden ele dolaştırılıyor. | Open Subtitles | ... يفترض أنه يمر بين النزلاء {\pos(192,220)} حتى يصل إلى مستودع كتب معين {\pos(192,220)} في السجن الفيديرالي "قي "مونرو، فيرجينيا |
Ben operasyonlar yöneticisi memur FBI Bölge Ofisi Güney Merkez Bölgesi güney bölgenin güneyinden. | Open Subtitles | هذا ، انا ، نائب المدير المكاتب الميدانيه لمكتب التحقيقات الفيديرالي هنا في المنطقة الجنوبيه آوه، من الجنوب. |
Belki onları FBI sayesinde bulabilirsin. Kimler kalmış bakarsın. | Open Subtitles | ربما تتحرين عنهم في مكتب التحقيقات الفيديرالي. |
FBI Özel Güvenlik Birimi her an şu kapıdan girebilir. | Open Subtitles | في أي دقيقة سيقتحم فريق الأسلحة و التكتيك الفيديرالي ذلك الباب |
FBI'ın en iyi poligrafcısı yaptı ve o da başarılı bir şekilde geçti. | Open Subtitles | بواسطة جهاز من مكتب التحقيقات الفيديرالي وقد عبره بنجاح باهر |
- Güzel. Bir sürü sorumuz var ve onu FBI'a götürmem gerekecek. | Open Subtitles | لدينا الكثير من الأسئلة و علينا أخذه لمكتب التحقيقات الفيديرالي |