| KA: Geçen yıl, Bear Vasquez Yosemite Ulusal Parkındaki evinin dışında çektiği bu videoyu yolladı. | TED | ك. أ: نشر بير فاسكويز هذا الفيديو في السنة الماضية والذي صوره خارج بيته في منتزه يوسمايت الوطني. |
| Gelecek bu. Gecen yil Cape Town da bu videoyu kaydettim. | TED | إلتقط هذا الفيديو في كايب تاون السنة الماضية |
| Ben, sence Utahtakiler bu videoyu seyretmiycekmi? | Open Subtitles | بن، هل تعتقد أن الناس سوف رؤية هذا الفيديو في ولاية يوتا؟ وأود أن لا تقلق بشأن ذلك، المتأنق. |
| video sistemi yıllardır çalışmıyor. Burada pek çalışır durumda bir şey yok. | Open Subtitles | لم يعمل نظام الفيديو في السنوات الماضية ولا شئ كثير يعمل هنا |
| Ve bu video aslında geçen Ocak ayında yollanmıştı. | TED | وهذا الفيديو في الواقع تم نشره في يناير السابق. |
| O video 2011 baharında yapılmıştı ve bugün itibariyle neredeyse 20 şehre gittim ve neredeyse 2000 kişiyi fotoğrafladım. | TED | صُنع ذلك الفيديو في ربيع 2011 و الي يومنا هذا لقد سافرت الي حوالي عشرين مدينة و صورت حوالي الفين شخص. |
| İnternete yükledikleri videoyu gördün mü? | Open Subtitles | هل شاهدتِ ذلك الفيديو في الموقع الإلكتروني ؟ |
| Ve ayrıca telefonunla çektiğin videoyu dosya paylaşım sitesine yüklediğini de biliyoruz. | Open Subtitles | و نعرف أيضا بأنك نشرت ذلك الفيديو في مواقع تبادل الملفات قبل أن تمحوه من هاتفك |
| Eğer ölürsem o videoyu cenazemde gösterirler! | Open Subtitles | لو أنني سأموت، سوف يقومون بتشغيل ذلك الفيديو في جنازتي |
| Çok utanç vericiydi ama doğrusu lobide o videoyu gördüğümden beri çalışanlarını uyandırmak istiyorum. | Open Subtitles | كان ذلك مخزيًا حقًا ولكن بصدق، منذ أن رأيت ذلك الفيديو في الردهة وأردت وجود انشقاق بين موظفيه |
| Çok utanç vericiydi ama doğrusu lobide o videoyu gördüğümden beri çalışanlarını uyandırmak istiyorum. | Open Subtitles | كان ذلك مخزيًا حقًا ولكن بصدق، منذ أن رأيت ذلك الفيديو في الردهة وأردت وجود انشقاق بين موظفيه |
| Dedektif Dunning adeta bir kalenin içinde bu videoyu çekmeyi başardı. | Open Subtitles | المحقق داننيج تمكن من تصوير الفيديو في داخل مكان محصن |
| Scofield, videoyu gün doğumundan kısa bir süre sonra Büyük Şelale ve Helena arasında bir ambar binasında kaydetmiş. | Open Subtitles | (سكوفيلد) ، صور الفيديو في مخزن أدوات في مكان ما بين الشلالات العظيمة و (هيلينا) قبل شروق الشمس بقليل |
| Scofield, videoyu gün doğumundan kısa bir süre sonra Büyük Şelale ve Helena arasında bir ambar binasında kaydetmiş. | Open Subtitles | (سكوفيلد) ، صور الفيديو في مخزن أدوات في مكان ما بين الشلالات العظيمة و (هيلينا) قبل شروق الشمس بقليل |
| Bu videoyu Howard Amis'in ofisinde gördüm. | Open Subtitles | رأيت ذلك الفيديو في مكتب هوارد ايمس, |
| Cihazdaki video kamerayı kullanarak yüzümü takip ediyor. | TED | يستخدم كاميرة الفيديو في الجهاز لتتبع وجهي. |
| İşte ben de bunu çok ilginç buluyorum; video oyunlarına MoMA koleksiyonunda yer vermemizle birlikte gelen tepkilerden bahsediyorum. | TED | وهذا بالفعل ما وجدته مثير للفضول حول ردود الفعل التي أجريناها جراء تنصيب ألعاب الفيديو في مجموعة متحف الفن الحديث. |
| Santa Carla'daki en iyi video kaset seçkisi. | Open Subtitles | أفضل إختيارِ لأشرطة الفيديو في سانتا كارلا |
| Labirentteki video gösteriminde sorun yaşıyoruz. | Open Subtitles | لدينا مشكلةُ عند إعادة الفيديو في المتاهةِ. |
| Sam, çocuklar video gecesi benim evde ve ben evde bile değilim. - Hesap. | Open Subtitles | ، إنّها ليلة الفيديو في منزلي وأنا لستُ حتى هناك |