WhatsApp'ta viral yanlış bilgiler, Instagram'da siber zorbalık, Facebook'ta ise Rus hackerlar var. | TED | لدينا التضليل الفيروسي على الواتساب، التنمر على الإنستغرام والقراصنة الروس على الفيس بوك. |
Facebook'ta "Tyler Martin'i Öldürmek İstiyorum" diye bir grup bile var. | Open Subtitles | وموسيقاة عادية جداً أقصد ، أن الفيس بوك يحتوى على غرفة |
Neyse ki bu olay YouTube ve Facebook'tan önce olmuş. | Open Subtitles | لا. لحسن الحظ، هذا كان قبل الفيس بوك و اليوتيوب. |
Tabii sen Facebook'ta yazmadıysan. Tıpkı sana verdiğim son sır gibi. | Open Subtitles | مالم تقومي بوضعه على الفيس بوك مثل آخر سر أخبرتك به |
- Benim bile Facebook sayfam var. - Üç arkadaşınla. | Open Subtitles | حتى أنا لدي صفحة الفيس بوك مع ثلاثة من الأصدقاء |
Facebook sayfasına baktım ve bekar olduğu ve iyi bir işi olduğu yazıyordu. | Open Subtitles | لقد تفحصت صفحة الفيس بوك خاصته ومكتوب بها انه اعزب ولديه عمل جيد |
Birkaç Facebook, ve Twitter mesajı yolladım, ve insanlara 2011'de yapacağım TEDTalk'ımın (TED Konuşması) isim haklarını satın alma fırsatını verdim. | TED | بعثت بعض الرسائل من الفيس بوك ورسائل من تويتر وأعطيت الناس الفرصة لشراء حقوق الإسم لمحادثتي في تيد ٢٠١١ |
Blogumun, emailimin Twitter ve Facebook'umun bana günlük konuşmanın yerine geçecek bir şey verdiğini hissediyorum. | TED | انا اشعر وكان مدونتي بريدي الالكتروني .. حساب تويتر .. حساب الفيس بوك قد قدم لي تعويضا للمحادثات اليومية |
Kız arkadaşının Facebook sayfasında etkileşim içindeymiş. | TED | فوجدوا أنه يتواصل على صفحة حبيبته على الفيس بوك. |
Bu yıl, 14 Mart'ta, bu posteri Facebook'a koydum. | TED | في 14 مارس لهذا العام قمت بعمل مشاركة علي الفيس بوك. |
Facebook'taki sayfaların tam listesi insanlara sevgilerini, birbirlerine aynı mesajlarla ithaf ettiler. | TED | وهذه هي قائمة لكل الصفحات علي الفيس بوك المكرسة لنفس الرسالة، لأناس يتبادلون مشاعر الحب بين بعضهم البعض. |
yeni güç Facebook sayfanız değildir. | TED | القوة الحديثة ليست صفحتك على الفيس بوك. |
Facebook'ta bir etkinlik yayınladım: "Yolsuzluk, Haksızlık ve Diktatörlüğe Karşı Bir Devrim" | TED | قمت بوضع حدث على الفيس بوك وأسميته "ثورة ضد الفساد والظلم والديكتاتورية." |
Daviana'nın etkisi birkaç yıl önce bütün arkadaşlarına Facebook üzerinden ulaşıp onlardan 'peni'lerini(0,01 dolar) bağışlamalarını istemesiyle başladı. Böylece kızların eğitimine destek olacaktı. | TED | بدأ أثر دافينيا منذ عدة سنوات. عندما طلبت من كل أصدقاؤها على الفيس بوك التبرع بقروشهم. حتى تستطيع تمويل تعليم الفتيات. |
Protesto haberleri algoritmik olarak filtrelenmeyen Twitter akışımda vardı ancak Facebook'ta hiçbir yerde yoktu. | TED | الأخبار عن الاحتجاجات كانت قد انتهت خوارزميتي الحسابية لم تُصفي تلقيم تويتر، ولكن هنا على الفيس بوك خاصتي. |
Basında, Facebook'tan Mark Zuckerberg'in kamerasının üstünü kapattığını ve kulaklık mikrofonunun jakıyla bir şeyler yaptığını gördük. | TED | شاهدنا مؤخرًا بالإعلام بأن مارك زاكيربيرغ من الفيس بوك يغطي كاميرته ويفعل شيئاً بسماعته. |
Facebook sayfası din karşıtı gönderilerle dolu. | TED | صفحته في الفيس بوك مليئة بمنشورات ضد الدين |
Şimdi ise nasıl iletişim kurduklarını Facebook sayfalarına bakarak öğrenebiliyorsun. | TED | الآن أنت تعرف في الواقع كيفية تواصلهم مع بعض بالنظر في صفحاتهم على الفيس بوك. |
Şirketler anlık mesajlara ya da Facebook'a erişimi bloke ediyorlar. | TED | الشركات تمنع الوصول للرسائل الفورية أو الفيس بوك. |
"Bağlantı"dan kastınız, ona e-posta göndermek ya da Facebook'ta arkadaşlık teklif etmek olsa gerek? | Open Subtitles | عندما تقولين اعادة ارتباط , اتقصدين ان ارسل اليها رسالة الكترونية او ان ادعوها الى اصدقائى فى الفيس بوك ؟ |
Seni facebookta eklemiştim 12 defa falan. | Open Subtitles | تعلمين .. انا اضفتك كصديق على الفيس بوك حوالي 12 مرة |