Biz Yüce Lider'in emirlerine itaat ederiz ve tüm bunlara da Yüce Lider karar verir. | Open Subtitles | نحنُ نطيع أوامر القائد الأعلى والقائد الأعلى هو من يحدّد كل شيء |
Yüce Lider'in kendi gizli oy sayımını yaptığını söyleyen bir kaynakla konuşuyordum. | Open Subtitles | لقد كنتُ أتحدث لمصدر ما والذي قال بأن القائد الأعلى قام بالإنتهاء من التصويب |
O hala bir zamanlar itaat ettiğiniz ve hayran olduğunuz Üst komutan. | Open Subtitles | الذى لا يزال القائد الأعلى الذى كنت يوما تطيعه و تعجب به |
Baş Kumandan son emri verdi. Harekete geçiyoruz. | Open Subtitles | أصدر الرئيس القائد الأعلى للجيش إذناً نهائياً يأمرنا بمباشرة العملية |
Üstelik, Başkomutan Lord Dougal McAngus'un katılımı da bekleniyor hadımlar onun bilhassa en gözdesi. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أننا دعونا اللورد دوجال ماكانغوس, القائد الأعلى وكما تعرف, فالمخصيين هم المفضلين لديه |
1952 yılında eski Müttefik Başkomutanı General Dwight D. Eisenhower, Truman'ın yerine geçmek üzere seçim kampanyasına girişti. | Open Subtitles | في عام 1952 قام الجنرال دوايت ايزنهاور، القائد الأعلى السابق لقوات الحلفاء بحملة إنتخابية ليخلف ترومان |
Umarım Başkumandan'ımızı üzmek niyetinde değilsindir. | Open Subtitles | أتمنى أن لا تخيب أمل القائد الأعلى |
Lord Kumandan'a, kralının yemek, erzak ve güçlü at göndermesini emrettiğini söyle. | Open Subtitles | أخبر القائد الأعلى بأوامر ملكه بإرسال المواد الغذائية والمستلزمات، خيول معافاة |
O, Rusya'nın Baş Komutanıdır. | Open Subtitles | أنه القائد الأعلى لـ"روسيا" |
Ama ben Birleşik Devletler Başkanıyım... | Open Subtitles | .. لكن أنا القائد الأعلى |
Yüce Lider'in sığınağının ilerisinde bir alan var. Oraya yığınak yapıyordum. | Open Subtitles | ثمّة منطقة تخصّ القائد الأعلى وراء المُلتجأ، أحفظ الكنز داخلها. |
Bizi kovalayan kişinin sesi Yüce Lider'in adamlarından birinin sesine benziyordu... | Open Subtitles | "الشخص الذي يطاردنا يبدو كأحد تابعي القائد الأعلى" |
Ahmadinejad kendisini Yüce Lider'e adamış. | Open Subtitles | (أحمدي نجاد) كرّس نفسهُ ليصبح القائد الأعلى |
O Yüce Lider için bir afiş çocuğu. | Open Subtitles | إنهُ صورةً عن القائد الأعلى |
Bir gün olsun üniforma giymemiş bir komutan değil miyim ben? | Open Subtitles | ألست القائد الأعلى للقوات المسلحة الذي لم يخدم في الجيش؟ |
- Sen komutan olduğunda yemeklerden sen sorumlu olursun. | Open Subtitles | حسناً، عندما تكونين القائد الأعلى يمكنكِ أن تكوني مسؤولة عن حلوى السينما |
Ben de yapmak istemiyordum, yapmana izin verdim çünkü komutan sensin. | Open Subtitles | حسناً قلبي لم يكن في العناق أيضاً أنا فقط سمحت لك بفعلها لأنك القائد الأعلى |
Aynı fikirde olmasam bile Baş Kumandan'a itaat ederim. | Open Subtitles | أنا أتبع القائد الأعلى حتى لو لم أوافقة الرأى. |
Baş Kumandan sizi beklettiği için çok üzgün. | Open Subtitles | القائد الأعلى منزعج جداً من جعلكم تنتظرون. |
Alman İmparatorluğu ve Halkının "Lider"i Silahlı Kuvvetlerin Başkomutan'ı Adolf Hitler'e kayıtsız şartsız itaat edeceğim. | Open Subtitles | بأنني سأقدم طاعة غير مشروطة لأدولف هتلر فيورر إمبراطورية المانيا النازية المقدسة و الناس القائد الأعلى للجيوش المسلحة |
Başkomutanı kendi ordusundan ayırmak akıllı bir hareket olur mu? | Open Subtitles | هل هذا من الحكمة ؟ أن نفصل القائد الأعلى للقوات المسلحة عن جيشه ؟ |
Bu Başkumandan'ın verebileceği bir karardır, efendim. | Open Subtitles | ذاك سيكون حينئذٍ قراراً لأجل القائد الأعلى للقوات المسلحة ,... سيدي |
Lord Kumandan'ın emirleri üzerine güneye geldim. | Open Subtitles | .. لقد سافرت للجنوب طبقاً لأوامر القائد الأعلى |
O, Rusya'nın Baş Komutanıdır. | Open Subtitles | أنه القائد الأعلى لـ"روسيا" |
Ama ben Birleşik Devletler Başkanıyım... | Open Subtitles | .. لكن أنا القائد الأعلى |