Bakın, güçleri olan cadıların peşine düşmezsiniz. | Open Subtitles | اسمع، إنك لن تهجم على الساحرات ذوي القدرات |
Bu güçler kontrol edilmezse, sınırlanmazsa bundan sadece tehlike doğacağını düşünüyorum. | Open Subtitles | , هذه القدرات غير محكومة أو مقيدة أرى الخطر في هذا |
Promisin iğnesi bu yetenekleri almaya cesaret eden herkese açık hale getirdi. | Open Subtitles | جرعه البرومايسن جعلت هذه القدرات متاحه لاى شخص عنده الشجاعه ان ياخدها |
Bu yüzden, farklı eklemeler üzerine düşünebiliriz. yeni duyusal kapasiteler ve zihinsel yetenekler. | TED | ولكنّنا نستطيع إضافة، بعض القدرات الحسيّة الجديدة والقدرات العقلية كذلك |
Şimdi bundan sonra hangi süper güç fizik dersini keşfedeceksiniz? | TED | والآن، أي درس فيزياء عن القدرات الخارقة ستكتشف لاحقاً؟ |
Simon ve Binet, bu yeteneklerin her birini ölçmek için sınama dizisi tasarladılar ve sonuçları da tek bir puanda birleştirdiler. | TED | صمّم سيمون وبينيه مجموعة من الاختبارات لقياس كل واحدة من هذه القدرات ودمج النتائج في درجة واحدة. |
Adamların yalnız başlarına gücü olan insanlara karşı asla rakip olamazlar. | Open Subtitles | رجالك وحدهم لن يفلحوا في مواجهة ذوي القدرات |
Bu güçleri uygunca kullanmalı ve suiistimal etmemeliyiz. | Open Subtitles | يجب علينا استخدام هذه القدرات بشكل مناسب وليس للتعدي من أجل مصالح شخصية |
Ceza odası tüm süper güçleri nötr hale getirir. | Open Subtitles | غرفة الحجز تبطل كل القدرات الخارقة إجلسوا |
Bunun gibi güçler yaratmak ve diğer insanlara bu güçleri vermek dünyayı yok edecek. | Open Subtitles | , تكوين القدرات , اعطاءها للناس سيدمر هذا العالم |
Bu güçler birer hediye. Masumları korumak ve sonunda | Open Subtitles | هذه القدرات نِعَمٌ علينا، نِعَمٌ أُعطِيَت إلينا للحماية |
Olağanüstü bilişsel yetenekleri olduğunu biliyoruz ve aynı zamanda bu insanlardakine benzer. | TED | نحن نعرف القدرات المعرفية الخارقة للعادة التي لديهم, كم ان هذه القدرات تشبه النوع الذي يمتلكه البشر. |
Gemisinin taktik yetenekleri konusunda bir şey biliyor musun? | Open Subtitles | ألديك معرفة بشأن القدرات التكتيكية لسفينته؟ |
Matematik yeteneğini gördün. Bazı otistikler olağan dışı yetenekler gösterir. | Open Subtitles | لقد رأيت عبقريته فى الحساب ألا يعرض الأشخاص الأقل ذكاءا بعض القدرات الخارقة أحيانا ؟ |
Şimdi bundan sonra hangi süper güç fizik dersini keşfedeceksiniz? | TED | والآن، أي درس فيزياء عن القدرات الخارقة ستكتشف لاحقاً؟ |
Birçok insan özel yeteneklerin bir armağan olduğunu düşünür. | Open Subtitles | أتعرف، العديد من الناس يؤمنون بأن هذه القدرات هي هبة |
İşe yaramaz. Tümör canlı dokudur. Kanındaki yenilenme gücü sadece tümörün daha hızlı büyümesine yol açar. | Open Subtitles | هذا لن يفلح ، فالورم نسيج متعايش دمكِ ينشط القدرات ، وهذا سيجعل الورم يزداد بشكل أسرع |
Bu yetenek testine göre, profesyonel sporcu olmalıymışım, korucu, ya da ıslahevi görevlisi. | Open Subtitles | وفقاً لاختبار القدرات يجب ان اكون لاعبة محترفة حارسة حديقة, او ضابطة اصلاحية |
Daha zor güçlerin... bazı küçük fiziksel bedelleri var gibi. | Open Subtitles | القدرات الأكثر صعوبة يبدو أنها تتطلب القليل من الجهد البدني |
Ben o güce sahibim. O kadar insanın arasında ben. | Open Subtitles | و أنا لدي هذه القدرات أنا من بين كل الناس |
Bu yeteneklerini, resifin tabanını araştırıp, bir yere tutunmak ve geri kalan ömrünü orada tamamlamak için kullanıyorlar. | TED | وتستعمل تلك القدرات لتبحث عن مكان تتشبّث به في قاع الشعاب وتعيش بقية حياتها. |
Marc Raibert: Bahsettiğim yeteneklere sahip robotların çok faydalı olacağı kanısındayım. | TED | مارك: أتعرفي، أعتقد أن الآليين. الذين لديهم القدرات التي كنت أتحدث عنها سيصبحون مفيدين للغاية. |
Tüm o güçlere sahip olduğun için istediğini yapabilirsin sanıyorsun. | Open Subtitles | أنت تظن لإمتلاكك هذه القدرات أنك ستنفذ ماتريده دائماً |
Bu ve güçlerini onu bizim için değerli bir şey yapıyor kurtarmaya değer. | Open Subtitles | وشخص، بمثل هذه القدرات قد يكون سلعةً ثمينة لنا سلعةً تستحق الإنقاذ |
Evet, onun yeteneği insanlık için iyi ama bazen kötü hatırlanabiliyor. | Open Subtitles | نعم هذه القدرات التي يحصل عليها الناس تكون مفيدة في بعض الأحيان تستحق التذكر |