| - O Eski karakolla ilgili garip bir şey var. | Open Subtitles | هناك شيء ما غريب حول ذلك المخفر القديم هناك |
| Eski piposunu içerek oturmaya devam ederdi. | Open Subtitles | و يسترسل في الحديث مدخناً غليونه القديم هناك |
| Eski kapı varken mi evi dikizlemeye başladı? | Open Subtitles | هل تعتقد بأنه هاجم المنزل بينما كان الباب القديم هناك ولكنه أحضر قاطع المعادن, أليس كذلك؟ |
| Eski Louis'i gördüğüme sevindim birkaç saniyeliğine bile olsa. | Open Subtitles | انت تعرف انه من الجيد وجود لويس القديم هناك حتى لو كان لثوانى معدوده |
| Sanırım onu dün öğlen şu Eski malikânenin penceresinden bakarken gördüm. | Open Subtitles | أجل أعتقد أنه ربما شاهدتى خلال ظهيرة أمس من نافذة المنتجع القديم هناك |
| Her gün sırf yolu kısaltmak için ormanın içindeki Eski tomruk yolunu kullanıyorsun, öyle mi? | Open Subtitles | تقول انك تختصر غاباتهم كل يوم على ذلك الطريق القديم هناك - لأنه مختصر , صحيح ؟ |
| Saat 2:00 gibi o Eski yerde olacak. | Open Subtitles | في ذلك المحل القديم هناك حوالي الثانية |
| Bunu şuradaki Eski depoda buldum. | Open Subtitles | وجدت هذهِ في صندوق المخزن القديم هناك |
| Eski ortağı burada. Ona bir bak. | Open Subtitles | هذا شريكه القديم هناك إلق نظره على وجهه |
| Eski baraj burada. | Open Subtitles | السّدّ القديم هناك |
| Eski tapınak kalıntılarından. Şuradan. | Open Subtitles | عبر المعبد القديم هناك. |