"القراءة والكتابة" - ترجمة من عربي إلى تركي

• okuma yazma
• Okuma yazmayı
• okumayı ve yazmayı
• okuma yazmanız
• okuyup yazmayı
• okumayla yazmamı
• okuma-yazma
• okuma ve yazma

Bu sınav öğrencinin okuma, yazma veya aritmetik yeteneğini ölçmez.
هذا الإختبار لا يقيس كفاءة طالب فى القراءة والكتابة والحساب

Afganistan'da okuma yazma biliyorsanız genellikle cebinizde bir kalem bulundurursunuz.
عندما يكون بمقدورك القراءة والكتابة فى أفغانستان، فأنك سوف تضع قلما فى جيبك.

Bana Fulfulde dilini ve Arapça Okuma yazmayı öğretti.
الذين لديهم نسخة من القرآن الكريم . منه، تعلمت الفولانية وكيفية القراءة والكتابة باللغة العربية.

Okuma yazmayı öğrenmeye nasıl devam edeceksin?
كيف ستواصلين تعلم القراءة والكتابة

Ama babam benim okumayı ve yazmayı öğrenmemi istedi.
لكن ابي ارادني ان اتعلم القراءة والكتابة

Pekala, Bay Ewell, siz... Sizin okuma yazmanız var mı?
والآن سيد "اويل" , هل تستطيع هل تستطيع القراءة والكتابة ؟

Onlar da çocuklara Mandarin okuyup yazmayı öğretecekler.
وسوف تعليم الاطفال القراءة والكتابة اليوسفي.

Bu yüzden hiçbir zaman okumayla yazmamı toparlayamadım.
لم أكن أبدا جيدة في القراءة والكتابة

İngilizce konuşamıyordum ve okuma-yazma açısından epey geride kalmıştım.
لم أكن أستطيع تكلم الإنجليزية، وفي ما يخص القراءة والكتابة كنت سيئة جدا.

okuma ve yazma öğrendiğinizde bu başka bir sürü şeyi öğrenmenize imkan tanır.
فعندما تتعلمون القراءة والكتابة فإن ذلك يفتح أمامكم فرص عديدة لتعلم أشياء كثيرة.

Birleşmiş Milletler'in tahminine göre -- bunlar 2004 rakamları -- tüm dünyada neredeyse 800 milyon kişi okuma yazma bilmiyor.
لذلك فتقديرات الأمم المتحدة لعام 2004 أنه يوجد حوالي800 مليون شخص لا يستطيعون القراءة والكتابة على مستوى العالم

Bütün gün işte çalıştıktan sonra okuma yazma öğrenmek için gelmekte kararlıydılar.
كن عاقدات العزم على الحضور إلى الفصل لتعلم القراءة والكتابة بعد يوم عمل كامل.

İkinci Dünya Savaşı sırasında komaya giren Nakata, komadan uyandığında okuma yazma yeteneğini kaybetmiş ancak gizemli bir şekilde kedilerle konuşabilme yeteneği kazanmıştır.
بعد استيقاظه من غيبوبةٍ من أيام الحرب العالمية الثانية، يفقد ناكاتا قدرته على القراءة والكتابة ولكنه يكتسب قدرةً غامضةً على التحدث مع القطط.

Çocuk: Ebeveynlerimiz cahiller ve biz onlara okuma yazma öğretmek istiyoruz.
طفل: أبآونا أميون ونحن نريد أن نعلمهم القراءة والكتابة.

Çocuklarımız bize okuma yazma öğrettikleri için çok mutluyuz.
نشعر بإحساس جميل أن ابناءنا يستطيعون تعليمنا القراءة والكتابة.

Ona Okuma yazmayı öğrettim.
لقد علّمتُه القراءة والكتابة.

İşte o zaman diğer kızları; kız kardeşim gibi çocuğu olan, okula gitmiş ama okumayı ve yazmayı unutmuş olan kızları aradım.
كان ذلك عندما كلمت فتيات أخريات مثل أختي ممن لديهن أطفال كنّ في الصف لكنهن نسين القراءة والكتابة

okumayı ve yazmayı her şeyden çok seviyordu.
لقد أحب القراءة والكتابة أكثر من أي شئء آخر

Ailelerden, çocuklarının sunucuda oynarken okumayı ve yazmayı öğrendiğini duymaya başladım.
بدأت أسمع من الآباء أن أطفالهم كانوا يتعلمون القراءة والكتابة أثناء اللعب على الخادم. في البداية قاموا بتهجئة الأشياء سمعيًا، مثل معظم الأطفال

Ona okuyup yazmayı öğrettin.
علمتها كيفية القراءة والكتابة.

Hatta keşfe okuma-yazma bilmediğim sıra başlamıştım.
وبدأت قبل أن أعرف حتى كيفية القراءة والكتابة.

200.000'in üzerinde Afgan Güvenlik Kuvveti mensubuna temel seviyede okuma ve yazma öğrettik.
لقد قمنا بتعليم مايفوق ال200,000 عسكرى أفغانى القراءة والكتابة بمستوى أساسى