ويكيبيديا

    "القسائم" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kuponları
        
    • kupon
        
    • kuponlar
        
    • kuponu
        
    • fişleri
        
    • kuponların
        
    • fişler
        
    • kuponla
        
    • kuponlarını
        
    • kuponlarıyla
        
    ...kuponları umursamayan, paralarının yetip yetmeyeceğini umursamayan insanları. Open Subtitles ناس لا تهمهم القسائم الشرائية , سواء كانوا يستطيعون تحمل تكاليفه ام لا
    Peki öyleyse. Orada oturup şu kuponları kesebilirsin. Open Subtitles جيد، حسنا إذا يمكنكِ الجلوس هنا و قص هذه القسائم
    "...özel mahkumlar kupon alabiliyordu. Benim 2 kuponum vardı." Open Subtitles سجناء مخصوصين حصلواعلى تلك القسائم ، أنا حصلت على قسيمتين
    Ayrıca, giysilerine sıkıştırılmış bazı kuponlar bulduk. Open Subtitles كما أننا وجدنا بعض القسائم التي كانت محشوّة في ملابسها.
    Eğer gıda yardımı kuponu alman gerekiyorsa, git ve kahrolası kuponu al. TED إن احتجت إلى الحصول على قسائم معونة غذائية، احصل على تلك القسائم اللعينة.
    Ver! Hepsini, fişleri, her şeyi. Open Subtitles أعطي هذه القسائم ..
    Bana bir daha söyletme, o kuponların bugün gönderilmesi gerek. Open Subtitles لن أطلب منك مجدداً, يا صاح. أريد أن ترسل تلك القسائم اليوم.
    Doğru. Ya da karının tam iki saat boyunca markette süresi geçen kuponları almadıkları için dırdır ettikten sonra sen maçı açınca hiç konuşmadığınızı söyleyip ağladığından yakınabilirsin. Open Subtitles أجل، أو أنّ زوجتي تشتكي ساعتين من عدم قبولهم القسائم المنتهية في البقالة
    Belki de kadınlara özel bir şey, o işi bitirdikten sonra bana kuponları veriyor ve ben de kendimi iyi hissediyorum. Open Subtitles ربما هو أمر نسائيّ بحت, كل مرة بعد أن ننتهي و يعطيني تلك القسائم أشعر بالرضى عن نفسي
    kuponları alıp Charlie beni görmesin diye arkadan sıvışacağım. Open Subtitles أنا سآخذ هذه القسائم وسأتسلل من الخلف لكي لا يراني تشارلي
    Onu dışarı salıp kuponları kestirmeye kaptırdım kendimi. Open Subtitles انها غلطتي انا تركتها تخرج ومن ثم انشغلت بقص القسائم
    kuponları tararken sürekli yapılması gereken, dairesel hareketten dolayı, karpal tünel sendromu yaşadığınızı anladım. Open Subtitles أستطيع أن أرى أنّكِ تُعانين من مُتلازمة النفق الرسغيّ كنتيجة للحركة الدائريّة المُتكرّرة المطلوبة أثناء مسح القسائم.
    Gümrüğe girip buradaki 10 sentlik kuponları 50 dolarlarla değiştireceğiz. Open Subtitles نحنُ سندخلُ الجمارك و نغيّر القسائم ذات الـ100 وون، بـ أوراق الـ500 وون
    Katılırdım ama benim evimde makarna ve kupon kesme gecesi. Open Subtitles كنت لأوافق، ولكن الليلة هي ليلة المعكرونة وقصّ القسائم في منزلي
    kupon biriktirme de bir tür bağımlılık. Open Subtitles الإفراط باستخدام القسائم عبارة عن إدمان مثل أيّ شيءٍ آخر.
    Gecelerini benimle geçirmektense kupon peşide geçirmeyi tercih ediyordu. Open Subtitles تفضّل قضاء لياليها في جمع القسائم بدلاً من كونها معي.
    Pazarlık ve kuponlar, ödül olarak, dopamin salgılatır. Open Subtitles تبادل واِستخدام القسائم يُطلق الدوبامين كمُكافأة.
    kuponlar sayesinde çok tasarruf ettik. Open Subtitles وفّرنا الكثير من المال بتلك القسائم التي جلبتها.
    Pekâlâ, bencil olmamak ve başkaları için bir şey yapmak adına bu iki kuponu Dee'ye verip spa işini onun yapmasını öneriyorum. Open Subtitles حسناً لكي لا أكون متشائم.. وأفعل الهراء لأشخاص آخرين.. سأقترح بأننا نعطي القسائم الى ديي
    Bu yemek fişleri... Open Subtitles هذه القسائم ..
    İyi iş çıkardın, ama kuponların üstüne çok düşemem. Open Subtitles لقد كان عملكِ رائعًا، لكن حقًّا لا يمكنني الموافقة بشأن القسائم.
    Bilgilendirme paketleriniz, fişler içinde. Open Subtitles و ها هي حزمة معلوماتكم القسائم بالداخل
    Her şeyi kuponla aldığımız o dönemde kıyafetimizin olması büyük şans olurdu. Open Subtitles لحسن الحظ بأنه لدينا ملابس بينما الجميع على القسائم
    Dedim sana yemek kuponlarını sevmiyorum. Open Subtitles لقد قلتُ لك أنني لا أحب الشراء بواسطة القسائم
    Yemek kuponlarıyla alırız. Open Subtitles لا زال بإمكاننا استعمال تلك القسائم في المرّة المقبلة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد