"القسوه" - ترجمة من عربي إلى تركي

• acımasız
• zalim
• zalimlikleri
• zalimlik

Eğer gerçekten nefret etmeseydim o kadar acımasız olmazdım.
لا انظر, انا لن اكن بتلك القسوه اذا لم اكره حقا

Güce duyduğu acımasız istek ...başka bir adamın kalbinde sonsuza dek yaşayacaktı.
ان قوه تلك القسوه هي الغالبه للابد في قلب ذلك رجل

Burada kışlar çok acımasız geçebilir.
هذا الشتاء قد يكون شديد القسوه

Tanrım, bu kadar zalim olduğunu hatırlamıyorum.
يا الاهي,لا اذكر انك بتلك القسوه

Ernie Bevin... otoriter, dogmatik, ve hatta zalim, acımasız.
كان (أيرن بيفن) شخصاً متسلطاً طاغيه، ويمكن أنه كان شديد القسوه

Ama böylesi zalimlikleri East End'de daha önce de görmüştüm.
و لكني دائماً ما أري مثل هذه القسوه في "إيست إند"

Eğer zalimliği görmezden gelirsek, her yerde daha çok zalimlik olur.
اذا تجاهلنا القسوه فى المقام الاول هذا سيجعلها مقبوله فى كل مكان

Neden çocuklar bu kadar acımasız olmak zorundalar ?
لما على الاطفال ان يكونوا بهذه القسوه ؟

Eğer gerçekten nefret etmeseydim o kadar acımasız olmazdım.
انظر, لن اكون بتلك القسوه لو لم اكره

SS şefi Heinrich Himmler, acımasız ve yakışıklı yardımcısı Heydrich ile birlikte.
" هينريش هيملر " ذو السلطات المُطلقه ( SS ) قائد قوات ال مع نائبه ( هايدريش ) الملازم الوسيم شديد القسوه

Bu kadar zalim olmalarına gerek yoktu.
لا داعي لتلك القسوه

Kibarlık veya zalimlik hakkında bir kavramları yok.
ليس لديهم مفهوم عن القسوه والشفقه