Dediğin gibi eldiven ve atkıyla geldim. | Open Subtitles | لقد أحضرت القفازات و الوشاح كما قلت |
Dediğin gibi eldiven ve atkıyla geldim. | Open Subtitles | أحضرت لك القفازات و الوشاح كما قلت |
Dediğin gibi eldiven ve atkıyla geldim. | Open Subtitles | لقد أحضرت القفازات و الوشاح كما قلت |
Eldivenleri giymek ki bu benim kitabımda herhangi bir elbiseyi giymektir. | Open Subtitles | ارتداء القفازات و الذي أعتقد أنه يعني ارتدِ أي ملابس |
O zaman, fazladan hapları veya Eldivenleri, otogardaki ayrı çöp kutularına atmak için bolca zamanımız olacak. | Open Subtitles | حسناً و بعد ذلك نحن سنأخذ أي أقراص زائدة أو القفازات و سنتولى أمر القمامة في موقف سيارات |
Bir Pazar günü babam bizi aldı, hep birlikte gittik babam Eldivenleri giydi, George'un kendisiyle boks yapmasını istedi. | Open Subtitles | فتلقانا كلينا فى يوم الأحد و انتقلنا جميعاً إلى الخلف ووضع أبى القفازات و طلب من " جورج " ملاكته - نعم - |
Dediğin gibi eldiven ve atkıyla geldim. | Open Subtitles | أحضرت لك القفازات و الوشاح كما قلت |
Eldivenleri yerine koyun. | Open Subtitles | إجمعوا القفازات و أعيدوهم إلى أماكنهم |
Temizlenelim, Eldivenleri giyelim ve başlayalım. | Open Subtitles | فلنتظف , و نضع القفازات , و لننطلق. |
Eldivenleri çıkarıp, maskenizin arkasına saklanmayı bıraktığınızda ne olur? | Open Subtitles | "ماذا يحصل عندما تنزع القفازات" "و تتوقّف عن الإختباء خلف الكمّامة؟" |