ويكيبيديا

    "القفص" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kafese
        
    • kafes
        
    • kafesi
        
    • kafesin
        
    • kafesten
        
    • kafeste
        
    • kafesine
        
    • kafesini
        
    • kafesinin
        
    • Kafesteki
        
    • Crate
        
    • kafesinde
        
    • Coop
        
    • kafeslerin
        
    • illüzyonu
        
    Birkaç mahkûm kavga etti ve ben de birini kafese koydum. Open Subtitles بعض السجناء دخلوا في قتال وعليه انا وضعت واحد في القفص
    Yani biri onu dövüp kafese tıktıktan sonra tekneyi ateşe verdi. Open Subtitles هناك من برّح الشاب ضرباً رماه في القفص ثم أحرق مركبه
    Ve bu cuma, Çelik kafes'te, seni asla unutamayacağın bir şekilde muayene edeceğim. Open Subtitles في يوم الجمعة هذا في بطولة القفص الفولاذي سأريك جسداً لن تنساه أبداً
    Bu kuşların şu an kafesi açsam uçmak istemeyeceklerini mi sanıyorsun? Open Subtitles هل تعتقد أن هذه الكائنات لن تفر بمجرد فتح القفص ربما
    Bu arkadaşın meraklı olması durumuna karşı ellerinizi ayaklarınızı kafesin içinde tutun. Open Subtitles اليدان والقدمان داخل القفص طوال الوقت في حال ان شعر أصدقائنا بالفضول
    Bana etrafımda kurduğum kafesten kaçmayı öğretmekle kalmadı aynı zamanda kafesin de en başından beri var olduğunu gösterdi. Open Subtitles لم تبين لي فقط كيفية الهروب من القفص الذي بنيته حول نفسي. بل وبينت لي أن القفص موجود أصلا.
    Charlene, eğer bu gece bu kafeste ölürsem beni hep hatırlamalısın. Open Subtitles تشارلين ، اذا مت فى هذا القفص اليله عليكى ان تتذكرينى
    Evet o kadar süper bir baş melek ki tanrı tarafından kafese hapsedildi. Open Subtitles أجل, الملاك السامي القوي الذي تم رميه في القفص من قبل الإله بنفسه
    Biz onu tekrar o kafese tıkana dek... kalbi neşe doluydu. Open Subtitles كانت هناك بهجة في قلبها قبل أن نحجزها في ذلك القفص.
    Bu 10 numuneyi aynı anda kafese yerleştiriyorsunuz. TED يمكنك وضع هذه العينات 10 في وقت واحد في القفص.
    Bu kafes herşeye dayanır! Şehir tarafından garanti edildi. Open Subtitles هذا القفص مضاد للهروب معتمد من قبل حكومة المدينة.
    Salon dediğin bu kafes'de oynamak oldukca zor. Open Subtitles اضطرارنا للعب في هذا القفص الذي تسميه بصالة رياضية سيء بما يكفي
    Adam girer kafese, kafes girer salsaya. Open Subtitles الرجل يذهب الى القفص القفص يذهب الى الصلصه
    Diyafram tamamen kapanmış, göğüs kafesi ezilmiştir, ve zihinsel olarak da, devam eden birşeyler vardır. TED يدخل الغشاء كلّياً، يتجه القفص الصّدري نحو الداخل، وهنا، ذهنيا، يحدث شيئ ما فعلاً.
    Bizi kurtarmanı istediğimde, kafesi açmadın. Open Subtitles عندما طلبت منك تحريرنا لم تحاول أن تفتح القفص
    Ben seninle yaşamıyorum. Aynı kafesi paylaşıyoruz, o kadar! Open Subtitles اننى لا أعيش معك اننا فقط نقطن نفس القفص ، ليس الا
    Yerinde olsam, kafesin o tarafındayken kibrimi göstermek için bu denli hevesli davranmazdım. Open Subtitles ولو كنت مكانك لن أكون متلهفة لإظهار تعجرفي من ذلك الجانب من القفص
    Ve uyuşturucu izi de yok, yani buraya taşınmış, ama kafesin içinde değil. Open Subtitles ولا يوجد علامات مخدرات إذاً تم حملها إلى هنا، لكنها ليس في القفص
    Vay be, kafesten çıkmama izin verdiğiniz için delirmiş olmalısınız. Open Subtitles سحقا، لابد أن كلاكما مجانين تطلقون سراحي من القفص ببساطة
    Siz ailelerinize dönmek istiyorsunuz Ben de kafesten çıkmak Open Subtitles تريدان العودة الى عائلتكما. وانا أريد الخروج من هذا القفص.
    Ama sadece kapının önündeki polisleri kafeste saklanarak atlatmak için. Open Subtitles لكن بعدما أختبأ داخل القفص ليمر عبر الحراس عند الباب
    Bu durum, nefesin çok ani şekilde kesilip göğüs kafesine basınç yapmasıyla gerçekleşir. Open Subtitles ذلك يحدث عندما تتوقف عن التنفس لذا فجأة الرئتين تضغط تجاه القفص الصدري.
    Sizden bir köpeğin göğüs kafesini hayal etmenizi istiyorum. TED لذلك أريدكم أن تتخيلوا القفص الصدري للكلب.
    Akciğerlerinin nerede bittiğini ve göğüs kafesinin nerede başladığını göremiyorum. Open Subtitles لا استطيع ان احدد نهاية رئتيه و بدايه القفص الصدرى
    Beni numaranın içine koy. Kafesteki adam ben olayım. Open Subtitles سوف تضعني في الحيلة ستجعلني الرجل الذي في القفص
    Ve Crate'de olduğum her gün bunun bir daha olmayacağına dair yemin ettim. Open Subtitles ,وعندما كنتُ في القفص أقسمتُ أني لن أدع ذلك يحصلُ مجدداً
    Bilmediğim şey ise göğüs kafesinde ne olduğu ve futbol zekası. Open Subtitles ما لا نعلمه هو ما خلف ذلك القفص الصدري وذكاءه الكروي
    Hey sana masanın arkasında kalman gerektiğini söylemiştim Coop. Open Subtitles قلت لك يجب عليك لقد بقي وراء مكتب، القفص.
    Elektrik akımı kafeslerin içinde bir yükseltici gibi çalışacak. Open Subtitles التيّارُ الكهربيّ يعمل كمُضخِّم للموجات أثناء مرورها خلال القفص.
    dediğinizi duyar gibiyim. İşte karşınızda müthiş Jerry Andrus, ve yarattığı 3 boyutlu "imkansız sandık" illüzyonu. Gördüğünüz gibi Jerry, imkansız sandığın içinde ayakta duruyor. TED حسنا هاهو الراحل العظيم جيري اندروس وهم القفص المستحيل في ثلاثة ابعاد وفيه يقف جيري داخل القفص المستحيل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد