Konforlu küçük tekne-evine tek dert ettiğin şeyin yağmur yağdığı zaman küçük turuncu yastıklarını içeri alman gerektiği yere siktir git. | Open Subtitles | إذهبي، عودي إلى مركبكِ الدافئ الصغير حيث كل ما عليكِ القلق حيال هو أن تجلبي أريكتكِ البرتقالية الصغيرة بينما تمطر |
Sen iyisi mi başkalarını dert etmeye başla. | Open Subtitles | يجب عليكِ القلق حيال رأي باقي العالم |
endişe etmene hiç gerek yok Listedeki en yaşanabilir bölge de oturuyorsun. | Open Subtitles | لا يتوجب عليك القلق حيال الأنتقال هناك بالأعلى عند لائحة الأماكن الجيدة |
Gördüğüm kadarıyla ilk engel şu duvar yürümeyi sonra düşünürüz. | Open Subtitles | على حدّ علمي فإنّ أوّل تحدٍ هو تخطي هذا الحائط، وبعدها يمكننا القلق حيال عبور الأرضيّة |
Yaşlı ve sıkıcı bir çift olmaktan endişelenmeyeceğim çünkü asla öyle olmayacağız. | Open Subtitles | سوف أتوقف عن القلق حيال كوننا زوجان مملان لأنه لن نكون |
Sıradaki kurbanımız için endişelenmeliyiz. | Open Subtitles | حريٌّ بنا القلق حيال ضحيّتنا التالية. |
Artık bunu dert etmene gerek yok. | Open Subtitles | ليس عليك القلق حيال ذلك الأمر مرة أخرى |
Artık bunu dert etmene gerek kalmadı. | Open Subtitles | لا ينبغي عليك القلق حيال ذلك بعد الآن |
Şimdi bunu dert etmenin sırası değil. | Open Subtitles | لا فائدة من القلق حيال ذلك الآن. |
Ama şu an bunu dert etmeye gerek yok. | Open Subtitles | ولكن الآن توقفى عن القلق حيال ذلك |
Artık bunu dert etmene gerek yok. | Open Subtitles | لم يعد عليكِ القلق حيال ذلك. |
Evet, Barnes'ı dert etmene gerek yok. | Open Subtitles | (ليس عليك القلق حيال (بارنس |
- O da bir ihtimâl, ama zorunda olmadıkça bu konuda endişe etmemeyi tercih ederim. | Open Subtitles | , هذا محتمل لكني لا أفضل القلق حيال هذا إلا لو اضطررنا |
- O da bir ihtimâl, ama zorunda olmadıkça bu konuda endişe etmemeyi tercih ederim. | Open Subtitles | , هذا محتمل لكني لا أفضل القلق حيال هذا إلا لو اضطررنا |
Bak, endişe etmene gerek yok bu iş bittiği zaman hiç önemi kalmayacak. | Open Subtitles | ليس عليك القلق حيال الأمر متى ما عقدت الصفقة لن يهم شيئاً من ذلك |
Onu sonra düşünürüz. | Open Subtitles | لا يمكننا القلق حيال ذلك الأمر الآن |
Bunu sabah düşünürüz. | Open Subtitles | يمكننا القلق حيال هذا في الصباح |
Yaşlı ve sıkıcı bir çift olmaktan endişelenmeyeceğim çünkü asla öyle olmayacağız. | Open Subtitles | سوف أتوقف عن القلق حيال كوننا زوجان مملان لأنه لن نكون |
Sıradaki kurbanımız için endişelenmeliyiz. | Open Subtitles | حريٌّ بنا القلق حيال ضحيّتنا التالية. |