Kurşun kalem solar. Başka bir şey bulmaya ihtiyacım var. | Open Subtitles | ستبهت كتابة القلم الرصاص يجب أن أبحث عن شئ آخر |
Atladı ve öğretmenin eline, kalem saplandı. | Open Subtitles | لقد فزع عندما قام المعلّمِ بطَعنَ القلم الرصاص خلال يَدِّها |
Eğer kalem gibiyse, penisiniz de öyledir. | Open Subtitles | لو شكّلةُ مثل القلم الرصاص لاصبحتَ رئس قلمِ رصاص |
İşin aslı, neden kalem kıIıklı aletinle kendin ilgilenmiyorsun. | Open Subtitles | في الحقيقه لما لا تهتم بقضيبك شبيه القلم الرصاص |
Bu yüzden size bu Kalemi geri veriyorum. | Open Subtitles | لذا أردت إعادة هذا القلم الرصاص |
Doğru. İşe başlamamın üçüncü gününde bana verdiğiniz kalem. | Open Subtitles | القلم الرصاص الذي أعطيتني إياه في ثالث أيام عملي |
Peki ya kalem sadece cevabı yazmak için verilmemişse? | Open Subtitles | ماذا لو كان القلم الرصاص ليس فقط لكتابة الإجابة؟ |
Testi değiştirecek güce sahibim çünkü kalem bende. | Open Subtitles | لدي السلطة لتغير الإمتحان لأنني أملك القلم الرصاص |
Bunlar son haftalarda ortaya çıktı okulda kalem tutmakta zorlanıyor. | Open Subtitles | ظهرت منذ عدة اسابيع لديه مشكلة في امساك القلم الرصاص بالمدرسة |
Bir tanesi kalem gibi uzun, ince, sivriydi. | Open Subtitles | أحدهما كان طويلا ورفيعا ومدببا مثل القلم الرصاص |
kalem silgilerinden kulak tıpası yapıyorum. | Open Subtitles | سأصنع سدادات الأذن من ممحاة القلم الرصاص |
Bir insanın kalbi hiç kalem ucuna benzetilir mi? | Open Subtitles | قلب الانسان ليس مثل سن القلم الرصاص |
kalem ısırmak işe yarıyor mu? | Open Subtitles | هل عض القلم الرصاص يأتي بنتيجة ؟ |
KOH-I-NOOR çılgınca bir şey yaptı, bu Kalemi 14 kat sarı boyayla boyadılar ve başını 14 karat altına batırdılar. | TED | حيث قامت (KOH-I-NOOR) بتصرف جنوني ودهنت القلم الرصاص بـ14 طبقة من الدهان الأصفر وغمست طرفه في ذهب من عيار 14 قيراط. |