ويكيبيديا

    "القنصلية" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Konsolosluğu
        
    • konsolosluğa
        
    • konsolosluktan
        
    • Konsolosluk
        
    • konsoloslukta
        
    • konsolosluğuna
        
    • konsolosluğunda
        
    • Konsolosluğun
        
    • konsolosluğundan
        
    • Konsolosu
        
    • Elçilik
        
    • konsolosluktaki
        
    • konsolosluğundaki
        
    • Konsolosun
        
    • Konsoloslukla
        
    Çin Konsolosluğu Güvenlik Müdürünün buraya gelip saldırı hakkında soruşturma yapmasına izin vermiş. Open Subtitles لقد صرح لرئيس أمن القنصلية الصينية أن يأتي إلى هنا لاستجوابنا بشأن الاقتحام
    Konsolosluğu aradım. İki gün sonra vize vereceklerini söylediler. Open Subtitles اتصلت القنصلية وقالوا أن التأشيره ستجهز خلال يومين
    Bilgisayar virüsünü yayan ve konsolosluğa tehdit e-postalarını gönderen IP adresini bulduk. Open Subtitles لدينا العنوان الإلكتروني الذي أطلق فيروس الحاسوب ورسائل التهديد الإلكترونية ضد القنصلية.
    Veriyorum ama dikkatli ol. konsolosluktan gidip alacak olan kişi ben olacağım. Open Subtitles سأعطيه لكِ، ولكن انا من سيحضره من القنصلية حالما يجهز
    Bir basamak üstte Konsolosluk lobisine bağlanan bir koridor var, antremizi oraya açacaksın. Open Subtitles رحلة واحدة تتخطى الممر تتصل مع ردهة القنصلية وهناك ستصنع لنا باب دخول
    1936'da Neruda Madrid'de konsoloslukta çalışırken iç savaş çıktı ve bir faşist askeri diktatörlük hükümeti devirdi. TED في عام 1936، حينما كان نيرودا يعمل في القنصلية في مدريد، نشبت حرب أهلية وأطاحت الديكتاتورية العسكرية الفاشية بالحكومة.
    Rus konsolosluğuna giden elektrik hattını bir an önce keseceksin. Open Subtitles أريدكِ أن تفصلى الكهرباء من القنصلية الروسية بأسرع ما يمكن
    Sanırım Belçika Konsolosluğu cehaletimi resmen kınayacaktır. Open Subtitles أوه ذلك حسنٌ، يبدو أنّ القنصلية البلجيكية قد غضبت من جهلي
    İsviçre Konsolosluğu her türlü işbirliğine hazır. Open Subtitles القنصلية السويسرية تتعاون بصورة كاملة على نطاق واسع
    Fransız Konsolosluğu'na giderken takacağım. Yarın takacağım. Open Subtitles سأرتديها لدى ذهابي إلى القنصلية الفرنسية سأرتديها غداً
    Çin Konsolosluğu'na girdiğinde, Koo Yin, Konsolos vurulmuş. Open Subtitles عندما اقتحمت القنصلية الصينية، فقد أصيب القنصل الصيني
    Haftada bir konsolosluğa muhafız posta gezisi dışında, karayla bağlantı yok. Open Subtitles لا إتصال مع الشاطئ فيما عدا رحلة بريدية تحت الحراسة إلى القنصلية مرة كل إسبوع
    Önce konsolosluğa bildireceğiz. Open Subtitles أقول يجب أن نرفع عنه تقرير على أي حال إلى القنصلية اليابانية
    Ben konsolosluktan Dave Mcgeary. Beth dışarıda arabada bekliyor. Open Subtitles أنا آسف، ديف ماكجيري من القنصلية يا سيدي لقد اصطحبت بيث إلي السيارة في الخارج
    konsolosluktan bildiriyorum. Saldırıya uğradık. Yardıma ihtiyacımız var. Open Subtitles .هنا القنصلية لقد هوجمنا ، نحتاج إلى مساعدة
    Bu işe yaramazsa , biz hala Rusları uyarmak lazım. , Uh, Konsolosluk ziyaret bizim eski arkadaşı ödemek zamanı gibi geliyor. Open Subtitles إن لم ينجح ذلك, فلا زال يجبُ علينا إنذار الروسِ بما هو قادم يبدو أنَّه الوقتُ المناسب لزيارة صديقنا القديم في القنصلية
    Ben Konsolosluk mütercimiyim. Konsolos sekreteri arabada. Open Subtitles أنا مترجم القنصلية السيد سكرتير القنصل في السيارة
    - Şu an konsoloslukta silahını ona doğrultmuş durumda. Open Subtitles إنه يحتجزه تحت تهديد السلاح داخل القنصلية
    Benzininiz var mı? Sizi Amerikan konsolosluğuna götürmeye yetecek kadar var. Open Subtitles أجل, ما يكفى لأعادتك إلى القنصلية الأميركية.
    Yani, konsolosluğunda fiyaskosu geçen Ekim verilmiştir. Open Subtitles أعني الخضوع للهزيمة في مقر القنصلية في شهر أكتوبر الماضي
    Bize, çatışmadan dolayı Konsolosluğun kapalı olduğu ve Konsolosun burada çalıştığı söylendi. Open Subtitles لقد أخبرونا أن القنصلية أغلقت بسبب إطلاق النيران وأن القنصل نقل عمله إلي هنا
    Çin konsolosluğundan müfettiş seninle konuşmak istiyor. Open Subtitles .المحقق من القنصلية الصينية يريد التحدث إليكِ
    Beni buraya İngiliz Konsolosu davet etti, bekleyemez mi? Open Subtitles تعلمون ان الامور تسيطر عليها القنصلية البريطانية ماذا هناك ؟
    Elçilik limuzini onu direk olarak konsolosluktan uçağa götürecek ve bu da bize istediğimizi almak için Konsoloslukla limuzin arasında bir kaç dakika veriyor. Open Subtitles سيارة السفير ستنقلها مباشرةً من القنصلية إلى المطار و الذي يترك لنا بضع لحظات فقط ما بين القنصلية و السيارة للحصول على محتوياتها
    Belki de konsolosluktaki olaydan sonra seni fazla acımasızca yargıladım. Open Subtitles ربما قسيت عليكِ كثيراً في الحكم بعد حادثة القنصلية
    İran konsolosluğundaki işinden diplomatik istihbaratları. Open Subtitles برقيات دبلوماسية من وظيفته في القنصلية الإيرانية
    Konsoloslukla konuşup silah ve araçlarımız için izin almalıyız. Open Subtitles سوف نتحقق من ذلك مع القنصلية و نحصل على تصاريح لكل أسلحتنا و مركباتنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد